Sunday, 28 March 2010

for my lady of the flowers


Sevgili Dilara, sana Facebook'tan cevap atana kadar accountunu kapatmışsın. Seni özledim çok, görüşelim? 9 Nisan-2 Mayıs arası İzmir'deyim, 14-18 Nisan İstanbul'dayım, sen? Kocaman muck.

Sing for your lover like blood from a stone
And sing for your lover who's waiting at home
If you sing when you're high and you're dry as a bone
Then you must realise that you're never alone
And you'll sing with the dead instead

Saturday, 27 March 2010

scared of girls


Post-feminism essayim sonunda bitti ve bugün Amerikan dış politikası essayime başlamam gerekiyor. Sanırım en son haftasonu gece dışarı çıkışım Ocak'ta İzmir'deykendi (geçen haftaki IAMX konseri dışında). Burada nedense çıkınca hep haftaiçi çıkıyorum, ama en son haftaiçi çıkışım da 1 ay önce falandı. Zaten bu aralar haftasonlarım hep essay yazarak geçiyor. Yaşasın asosyallik.

1-2 hafta önce Placebo'nun en sevdiğim albümü olan Without You I'm Nothing'i yeniden aldım. Yeniden dediğim 10 yıl önce falan Türkiye'deyken almıştım ama mp3 çılgınlığı sonrası şu an nerede bilemiyorum. Hem albümü, hem de elimde bir CD ve booklet olmasını ne kadar özlediğimi (ve iPod'a tercih ettiğimi) fark ettim. Without You I'm Nothing albümünü baştan sona sanırım en son 14 yaşındayken falan dinlemiştim CD'den. O anki ruh ve kafa halimle şu anki arasındaki fark dinleyişime, sözleri anlayışıma ve benim için ifade ettikleri şeylere o kadar çok yansıyor ki, çok ilginç bir deneyimdi.

Scared of Girls ayrıca tüm zamanlarımın favori Placebo şarkısı sanırım. Benden başka pek seven yok ama galiba.

An introverted kinda soul,
The earth did open, swallow whole,

Her next of kin who lived in sin,
was asking god to let her in,

An extroverted kinda girl,
did tour the world with MC5,

Her younger sister, had a blister
where I kissed her on her thigh

Careenin',
Careenin',
Careenin',
Careenin',

I'm a man a liar
Guaranteed in your bed,
I gotta place it on the rack,
got a place inside it.

2000 Placebo İstanbul konserinde aldığım bir WYIN albüm kapağı posterim vardı ayrıca, bulasım var.

Tuesday, 23 March 2010

fashion's just not feminist

Post-feminizmi tamamen pre-feminizm olarak görüyorum ve tamamen saçmalık olduğunu düşünüyorum. Özgürlük/eşitlik/güçlenme adı altında kadınların kendi kendilerini objeleştirdikleri toplumsal bir delilik bence. Ama tamamen pornografi karşıtı, kadın cinselliğini yok sayan bir feminizmi de aynı derecede abartılı buluyorum. Peki o zaman orta yolu nasıl bulabiliriz? Prude ve slut olmak arasındaki orta nokta neresi?

Bugün okula giderken otobüste karşımda oturan kız dikkatimi çekti. Gayet öğlen bir saatte aşırı bir makyaj, büyük ihtimalle sahte ve fönlü uzun saçlar, upuzun takma tırnaklarda yarısı çıkmış ojeler, daracık ve çatalına kadar görebildiğimiz bir kot, ağzında çat çat çiğnediği bir sakız. Akşam dışarıda olduğumda herhangi bir mekanda görebildiğim "Her an hazırım" izlenimi veren minicik etekli elbiseleriyle buz gibi soğukta donan, topuklu ayakkabıları üzerinde zor yürüyen küçük kadınlar. Objeleştirmeyi erkeklerden daha güzel bir şekilde kendi kendilerine yapan kadınlar. Bu tiplerden beni ayıran nedir? Erkeklerle ilgilenmiyor olduğum için ben o şekilde davrandığımda kendimi objeleştiriyor olmuyor muyum? Kadınlar arasındaki cinsellikteki eşitsizlik/sömürü feminizmin konusu olmalı mı, yoksa savaş sadece erkeklere karşı mı? Peki heteroseksüel bir kadın sınırı nerede çizmeli? Heteroseksüel olup gerçekten (post-feminist olmayan) feminist olmak imkansız mı? Kadınların cinselliklerini özgürce yaşayabilmelerinin erkek izleyiciye yönelik olmaması nasıl sağlanabilir?

Feel free to chime in.

stop telephoning me

Eğer homofobi temalı ranting'lerimden sıkıldıysanız şanssız gününüzdesiniz. Onu geçtim, ben artık insanlara laf anlatmaya çalışmaktan sıkıldım.

Bugün sözlükte yazdığım bir entry'i ve üzerine birisinin mesaj atması üzerine aramızda geçen konuşmayı aktarıyorum aynen:

eşcinsellik başlığına entry:

heteroseksüeller tarafından savunulma nedeni insan olma bilinci olan cinsel yönelim.

"e madem o kadar süper gidin eşcinsel olun" laflarını eden insanların bihaber oldukları üzere eşcinsellik bir tercih değil yönelim olduğundan, heteroseksüeller tarafından "tercih" edilmesi mümkün değildir. heteroseksüellerin eşcinsel haklarını savunması kadınların erkeklerle eşitliğini savunan erkeklerle aynı mantıktır tamamen, insan olan herkesin aynı haklara sahip olması gerektiğine duyulan bir inançtan kaynaklanır, gizli bir kadın/eşcinsel olma isteğinden değil.

bugün eşcinselliğe karışılan bir toplumda, yarın öbür gün heteroseksüel bir insanın özel hayatına da el atılmasını engelleyecek hiç bir şey yoktur.


-orpro- (#18558612) zaten karısılsın demiyoruz.. sadece evlilik ve evlat edinme gibi toplumu ilgilendiren konulara el atmasınlar diyoruz..

slackerbitch -> orpro: benim kiminle evlenebileceğim ya da evlat edinip edinemeyeceğim konusunda toplumun ya da devletin sözü olduğuna inanmadığımdan bu benim asla anlayamayacağım bir bakış açısı, üzgünüm. (23.03.2010 13:16:00) -> X

-orpro- kız olduğunu varsayarak yazıyorum.. evlenip boşanman gerektiginde.. yada kocan sana siddet uyguladıgında yada cocugun escinsel davranıslar gostermeye basladıgında yada bir cocugun anasız veya babasız buyumesinin ne demek oldugunu gordugunde anlarsın devletin sözü olup olmaması gerektiğini.. tek bir soru sorucak.. cevap vermen gerekmiyor bana.. kedni kendine cevaplaman yeterli benim icin.. kucuk yasta cocugun var, gecinden versin, olmek uzeresin.. aynı konumdaki gay cifte mi emanet edersin yoksa hetero cift mi.. kal saglıcakla.. (23.03.2010 13:21:04) cevab ver /msg ? -> X

slackerbitch -> orpro: evlilik kavramını tamamen gereksiz buluyorum zaten, ama türkiye'de bir kadınla evlenmem yasal olarak olanaksız olduğundan zaten istiyor olsaydım da evlenemezdim. çocuğumun eşcinsel olması beni rahatsız etmez, gay çifte emanet etmekte de sakınca görmem. iyi günler. (23.03.2010 13:26:27) -> X

-orpro- soru gay cifte emanet eder misin degildi.. (23.03.2010 13:27:57) cevab ver /msg ? -> X

slackerbitch -> orpro: eğer hetero ve gay çift arasında seçmem gerekse gay çifti seçerdim eğer soru buysa. (23.03.2010 13:29:17) -> X

-orpro- nedenini ogrenebilir miyim? (23.03.2010 13:29:55) cevab ver /msg ? -> X

slackerbitch -> orpro: farklılıktan korkmayarak büyümesini isteyeceğim için. (23.03.2010 13:33:38) -> X

-orpro- eyvalla.. farklılıktan korkmayıp ana sevgisinden mahrum kalarak diye duzeltiyim ben yine de.. (23.03.2010 13:35:06) cevab ver /msg ? -> X

slackerbitch -> orpro: gay dediğimiz 2 kadın da olabilir. fazlasıyla ana sevgisi bu durumda. (23.03.2010 13:43:35) -> X

-orpro- e bu sefer de baba rolunden mahrum kalıcak cocuk?!? :s hic kasmasak? olmaz mı? eşcinsellik ve cocuk bi arad olmuyor, olabilemiyor.. yoksa kimi yalarsan yala bana ne.. (23.03.2010 15:07:33) cevab ver /msg ? -> X

slackerbitch -> orpro: kimi yalarsan yala gibi saygısız laflarla mantık çerçevesi dahilinde bir tartışma olamayacağından cevap vermeme gerek yok. iyi günler. (23.03.2010 18:07:20) -> X

-orpro- haun lezbiyen veya misteress artık her ne bokumsa.. bana ne arkadasım kimi yalarsan yala diyorum.. bana saygısız dio :s dunyanın bicok yerinde buna saygı duymak derler cicim.. sen git misteress numaralarını submissivelerine uygula ;) gün bitti iyi aksamlar.. (23.03.2010 18:10:56) cevab ver /msg ? -> X

Yorum yapmama bile gerek yok sanırım. Ben adama doğru düzgün laf anlatmaya çalışıyorum, o bana yalamaktan "misteress"lerden falan bahsediyor. "Allahım yarattın bari takip et" serzenişlerim eşliğinde mallar listeme eklendi kendisi.

Dün Rights Freedom and Individualism dersimde iyi bir tartışmanın özelliklerinden bahsediyorduk. Öncelikle tartışmanın tartışma olabilmesi için tarafların aynı şeyden bahsediyor olmaları gerekiyor. This is clearly not the case here. İkinci olarak, tarafların "mantıklı" (rational) insanlar olmaları ve karşı tarafın argümanını kafalarında evirip çevirip sonuç olarak bir uzlaşmaya varmaya açık olmaları gerekiyor. Again, this is clearly not the case here. E o zaman bu tartışma olmuyor değil mi, kafanda asla değişmeyecek, sabit bir düşünceyle gidip insanların kafasını sikmek oluyor.

O değil de sözlüğü yaratan güçlere sesleniyorum, Ekşi Sözlük'te moderasyonun gerçekten ciddi anlamda bu tür homofobi propagandalarına (ve her türlü ayrımcılığa) tolerans göstermeyen bir tutum edinmesi GEREKİYOR. Bu düşünce özgürlüğü falan değil çünkü. Daha eşcinsellerin adam gibi temel hakları bile yokken kimsenin homofobik olma hakkından bahsedilemez.

Friday, 19 March 2010

postsecret


Bugün Popular Culture dersimde bahsedilen çok ilginç bir blogu sizinle paylaşmak istedim: Postsecret. İtiraf.com'un salaklıktan arındırılmış versiyonunu andıran bu proje, insanların postcardların üzerine yazıp site sahibine yolladıkları sırlarından oluşuyor ve sürekli güncelleniyor.

Aşağıdaki video da geçmişteki sırlardan bazılarını gösteriyor:



i am terrified


Yarın akşam IAMX konseri var, ve çok heyecanlıyım. Atina konserinin playlist'i aşağıdaki gibiymiş:

1.The Great Shipwreck Of Life
2.Nature Of Inviting
3.The Alternative
4.Sailor
5.My Secret Friend
6.I Am Terrified
7.Running
8.Mercy
9.Tear Garden
10.An I For An I
11.Spit It Out
12.You Can Be Happy
13.Think Of England
===============================
14.Kiss And Swallow
15.Nightlife
16.President
17.The Negative Sex
18.Kingdom Of Welcome Addiction
19.Song Of Imaginary Beings
===============================
20.After Every Party I Die

Umarım pek değiştirmezler, bence mükemmel.

You look good in leather in bars,
Breaking things, breaking hearts.
You look good in pleasure, in hotels.
Loneliness is the key to break that spell.

I am terrified, I think too much,
I get emotional when I drink too much,
I buy every cry, cause I don't trust,
I am terrified, I think too much.

Thursday, 18 March 2010

as long as society is anti-gay, then it will seem like being gay is anti-social

RTÜK'ün Hung'a "müstehcenlik" gerekçesiyle ceza kestiğine dair bir habere denk geldim az önce.

RTÜK, bir baba ile eşcinsel oğlunun yaşantısını anlatan Hung adlı diziye ceza kesti. Raporda çarpıcı bir cümle de yer aldı: 'Kamusal alanda eşcinsellik gibi sapkın ilişkiler normal görülemez. Bu durum toplumun cinsel sağlığını bozar'.

'Dizide ... üzeri örtülü de olsa, eşcinsel ilişkinin normal olduğu çerçevesinde değerlendirilebilecek mesajların sunulduğu görülmüştür. Bu bağlamda cinsel anlamda kimlik arayışı içinde olan genç ve yeni ergenlerin maruz kaldıkları bahsi geçen nitelikteki mesajlar ile normalden sapan ilişki biçimlerini benimsemeleri gibi sorunsallar söz konusu olabilmekte. Sapkın ilişki biçimlerinin var olduğu bir vakadır. Kamusal alanda 'sapkın' olanın normal biçimde görünür kılınması, cinsel sağlığı yerinde bir toplum olgusunun da varlığını tehdit edeceği düşünülmelidir...'


1- "...sorunsallar söz konusu olabilmekte." lol gerçekten, kim yazıyor böyle şeyleri merak ediyorum.

2-Bu aralar "eşcinsellik var olan bir vaka" tarzı muhabbetler çok duyulur oldu (bkz. Selma Aliye Kavaf), "vaka" kelimesi yeni moda sanırım. Homofobi, prehistorik zihniyet, gericilik, bağnazlık gibi de vakalar varmış duyduğuma göre.

3-Televizyonda gay bir karakter izlediği için eşcinsel olmuyor hiç kimse, neden "Çocuğum Kurtlar Vadisi izleyip düğünlerde, maç sonralarında havaya kurşun sıkan bir tip olursa" diye endişe edilmeyip eşcinsel olursa diye ediliyor anlamıyorum ayrıca.

4-"Normal" olup olmadığımı RTÜK mü söyleyecek bana? Benim kalbimden, aklımdan, yatağımdan geçen şeyden RTÜK'e ne ki?

5-Eğer normallik bu tarz bir zihniyet sahibi olmaksa normal olmak istemem kesinlikle, hayır.

6-Ülkem erkeklerinin çoğu sokakta kadınlara laf atmayı normal zannederken, kadınların gece tek başlarına dışarı çıkamaması normal karşılanırken, böyle ahkam kesen insanların yarısı eşi uyurken lezbiyen pornosu izleyip maaşının yarısını Tarlabaşı'nda arabaya aldığı kadınlara harcarken, yeğenine/komşusunun çocuğuna/herhangi bir kadına/hayvana/evli olduğu eşine tecavüz eden bir sürü "normal" insan varken eşcinsellik mi "sapkınlık"? Güldürmeyin insanı.

"Why is it that, as a culture, we are more comfortable seeing two men holding guns than holding hands?"

nothing's wrong today


Cumartesi gecesi Londra'daki IAMX konseri için inanılmaz heyecanlıyım. Konserden önce Popular Culture essay'imi en azından yarılamış olmak istiyorum. Konu postfeminism olduğundan bu essayi yazmak için sabırsızlanıyorum bile denebilir; günlük düşünce akışımda oldukça büyük yer eden bir konu, o yüzden thesis statement konusunda zorlanmayacağımdan eminim. Birkbeck başvurum için istenen ve Sex and the City'nin kadınları özgürleştirici görünüşünün sahte olduğundan bahsettiğim commentary'den yola çıkmayı planlıyorum. Konu postfeminizmin popüler kültürdeki örnekleri, kadınların "özgürleşiyoruz" adı altında yarı çıplak gezip önüne gelenle yatıp kalktıkları ve bunun aslında feminizm öncesi bir döneme geri dönüş olduğuna dair örneklere ihtiyacım var; Girls Gone Wild ve türevlerinde kameralara göğüslerini gösteren, striptiz kurslarına giden ve Playboy giyen, porno izlemeyi gelişmişlik olarak gören kadınlar gibi. Aklınıza gelirse paylaşmakta çekinmeyin ;)

Bir de Delphic delisiyim bu aralar.

Late at night, I'll run through the streets and empty corridors.
I'll find my counterpoint, inside a red room locked behind a door.

I keep holding my head up, holding it up.
Holding my head up, holding it up.
And you just don't come back, around.
It seems to me that we will never be.

And tell me nothing's wrong, nothing's wrong, nothing's wrong today.
Just tell me nothing's wrong, nothing's wrong, nothing's wrong today.

Everything I know
is suddenly gone.

Wednesday, 17 March 2010

'everybody's bisexual', that's a very popular thing to say right now

Az önce msn'de konuşuyor olduğum bir kadının "Ben biseksüelim bu arada, baştan söyleyeyim" demesi biseksüellerle ilgili düşüncelere yöneltti beni. Biseksüellik hakkında ne düşünüyorum emin değilim gerçekten. Eğer straight iseniz bilmiyor olabilirsiniz ama lezbiyenler arasında bifobi inanılmaz yaygın bir durum. Bunun nedenleri biseksüelliğin iki arada bir deredelik ya da aynı anda her iki cinsle de birlikte olmak gibi algılanmasından, sevgilisini erkeklere kaptırma korkusundan, ve lezbiyen ortamlarının kadınlara özel (bazen gay erkeklerin varlığına bile sıcak bakılmayan) yerler olmalarından kaynaklanıyor(muş). Diğer nedenlere hak verebiliyorum ama sevgilisini erkeğe kaptırma korkusu bana saçma geliyor. Eğer sevgilim beni bir erkek için terk etse "demek ki istediği insan bir erkekmiş ve bu yüzden böyle oldu" diye düşünürüm, kadın için terk edilip "beni istemediği için terk etti" diye düşünmekten daha tercih edilesi bence.

Biseksüel kadınlar tercih listemde gay ama out olmayan kadınların altında ve heteroseksüel kadınlarla aynı seviyede yer alıyorlar (ki listemin en sonu oluyor bu). Şu ana kadar hiç biseksüel bir sevgilim olmadı ve olsun da pek istemem açıkçası, bu 1) az önce bahsettiğim "kadınlara yönelik"liği sevmemden ve sevgilimde en ufak bir erkek izi istemiyor olmamdan, 2) karşıma çıkan biseksüel kadınların çoğunun malesef "ben kadına aşık olmam, erkeğe olurum, kadınlarla tek alakam cinsellik" modu tipler olmalarından ve 3) hoşlandığım kadın tipinin genelde girly girl olmamasından ve biseksüellerin çoğunlukla böyle tipler olmalarından kaynaklanıyor.

Diğer yandan her insanın içinde bir yerlerde mutlaka değişen derecelerde biseksüellik olduğuna inanıyorum, dolayısıyla nasıl "tamamen heteroseksüelim" bana kısıtlayıcı geliyorsa "tamamen eşcinselim" de öyle geliyor. Mesela bazen öyle erkekler görüyorum ki (nedense hepsi gay ya da drag queen oluyorlar), "oha çok güzelsin" diye kalıyorum. Kadınlarda nasıl girly girlleri beğenmiyorsam, erkeklerde feminenlik süper hoşuma gidiyor. Bunu lezbiyen birine söylediğimde genelde "ıyy biseksüel misin yoksa" tepkisi alıyorum. Her ne kadar heteroseksüel erkeklerden hoşlanmıyor olsam da, gay erkekleri güzel buluyor olmam ve günün birinde bir kız arkadaşım erkek olmaya karar verirse sırf bu yüzden onu terk etmeyeceğimi düşünmem kendime %100 gay etiketi yapıştırma konusunda tereddüt etmeme neden oluyor.

Keşke insanlar biseksüellik adı altında cinsel açlıklarını önüne gelen kadın erkek herkesle tatmin ederek biseksüelliğin negatif çağrışımlar yaratmasına neden olmasalar ve biseksüellik sadece cinsiyete değil ruha aşık olmak/ruhtan etkilenmek olsa.

Monday, 15 March 2010

play together


Foucault ödevimi sonunda teslim ettikten sonra içime inanılmaz bir rahatlama geldi. En süper kısmı da akşam Delphic konserine gidiyor olmam ve alt grubun Chew Lips olması. Eğer dinlemediyseniz kesinlikle dinleyin, özellikle Delphic çok iyi. Geçen sene La Roux'nun gittiğim konserlerinden birinde alt gruptular ama o zamanlar albümleri çıkmamış olduğundan ve şarkılarını bilmediğim grupların konserlerinde eğlenemediğimden + La Roux heyecanında olduğumdan pek dikkat etmemiştim, ama en ön benim gibi onları takmayan ve La Roux'yu bekleyen insanlarla dolu olduğu ve bunu bildikleri halde çocukcağızlar efendi efendi çalmışlardı. Götü kalkık olmayan grupları seviyorum.

Geçen gün Lisa'yla Chew Lips'in vokali olan kız gay midir değil midir muhabbeti yapıyorduk, ben "evet öyle" diyorum, o "hayır değil" diyor. Geçen hafta National Student Pride'da çalmış olmaları ve orada sahneye çıkan grupların %90'ında gay birilerinin olması, ayrıca da bugünkü konserin yapılacağı yer Heaven'ın Londra'nın ünlü gay mekanlarından biri olması bu inancımı pekiştiriyor kesinlikle. Ayrıca şu videoyu izleyin nolur, öyle bir vibe almıyor musunuz siz de? Yorumları bekliyorum.




Geçen hafta aldığım Luella Margo elime az önce ulaştı ayrıca. O nasıl şeker bir metalik pembe öyle, yerim. Bu aralar aldığım çantaların hepsi çok küçük olduğundan okula giderken çoğunu kullanamıyor ve sinir oluyordum, artık sinir olmama gerek kalmadı çünkü Margo KOCAMAN!! Cabin size bavul boyutunca kocaman hatta neredeyse.



Laptopumun ekranı 15.4 inch ve çantanın yarısı montumdan görünmüyor.