Dün Blue is the Warmest Colour'u ikinci evim BFI'da yedinci kez izledim. Sinemaya giderken yolda çok çok sevdiğim bir filmi tekrar izlemenin bana hissettirdiklerini düşündüm.
Çok sevdiğim bir şeyi yerken yavaş yavaş yeme ve en sevdiğim kısmı en sona bırakma huyum vardır (ya da belki herkes öyle yapıyor, bilmiyorum). Sevdiğim bir filmi izlerken de böyle her anını sindire sindire izleyeyim ve hiç bitmesin istiyorum. Film başlarken heyecandan midem sıkışıyor, yüzüme salak bir gülümseme oturuyor, kalp atışlarım hızlanıyor. Her izlediğimde yeni bir minik detay görmek beni çok mutlu ediyor.
Bu yedinci izleyişten sonra sanırım Directors Cut ortaya çıkana kadar Blue is the Warmest Colour'un zihnimde kendini marine etmesine izin vereceğim.
Saturday, 15 February 2014
lambda
Lambdaistanbul'un Facebook sayfasında sevgili/seks/bilmem ne arayışı ilanları üzerindeki yasağın kalkmasıyla son bir aydır falan sayfa bu tür ilanlardan geçilmez oldu. Uzuv fotoğraflarının eşlik ettiği "Benimki şu kadar cm, Bostancı'da yalnız yaşıyorum, pasifleri beklerim" ilanlarından iş yerinde Facebook'umu açmaya korkuyorum artık. O kadar boku çıktı ki, müşteri arayan hetero kadınları geçtim, bugün kız kardeşinin kullanılmış iş çamaşırlarını satmaya çalışan dingilin tekine denk geldim sayfada.
İşin en acayip kısmı ise sayfa admin'lerinin bu duruma tepki gösterenleri "ahlakçılık" ile suçlaması. Bu bahsettiğim külot satma muhabbetinin altında admin olduğunu varsaydığım kişinin "Kardeşi yetişkin ve haberi varmış. Bize ne o zaman." dediğini ve Lambda üyesi ya da gönüllüsü olmayanların görüş bildirme hakkına sahip olmadığını belirttiğini gördükten sonra sinirlerim tepeme fırladı.
Ahlakçılıktan ve tutuculuktan benim kadar uzak çok az insan olabilir; eşcinsel camiası da dahil olmak üzere pek çok insanın "sapıklık" olarak tanımlayacağı pek çok cinsel eylemi yargılamam, rıza sahibi yetişkinlerin diğer rıza gösteren yetişkinlerle yaptıkları her türlü şey kendilerini ilgilendirir. Burada insanların tepki göstermesinin sebebi ahlakçılık değil.
Cinsel organının ya da yarı çıplak vücudunun fotoğraflarını internette paylaşarak arayışlara giren insan modeli olmamama rağmen bunu yapmayı seçenleri anlayabiliyorum. Ama bunun yeri LGBT hakları derneklerinin sayfaları değil. Bu tür arayışlar için pek çok site var zaten.
Bunu da geçtim, yasallığı tartışılır ticari "arayışların" reklamının yapıldığı bir sayfa haline geldi Lambda sayfası. Ve sayfa admin'leriyle müritleri bozuk plak gibi her eleştiriye ahlakçılık damgası vuruyorlar, sanki bunlar cinsel bir devrimin işaretleriymiş ve biz geri kafalılar partinin keyfini kaçırıyormuşuz gibi. Aferin size, o kadar modern ve aydınlanmış insanlarsınız ki.
İstanbul'daki tek örgütlü LGBT oluşumun bu kafadaki insanlar tarafından yönetiliyor olması gerçekten içimi acıtıyor.
İşin en acayip kısmı ise sayfa admin'lerinin bu duruma tepki gösterenleri "ahlakçılık" ile suçlaması. Bu bahsettiğim külot satma muhabbetinin altında admin olduğunu varsaydığım kişinin "Kardeşi yetişkin ve haberi varmış. Bize ne o zaman." dediğini ve Lambda üyesi ya da gönüllüsü olmayanların görüş bildirme hakkına sahip olmadığını belirttiğini gördükten sonra sinirlerim tepeme fırladı.
Ahlakçılıktan ve tutuculuktan benim kadar uzak çok az insan olabilir; eşcinsel camiası da dahil olmak üzere pek çok insanın "sapıklık" olarak tanımlayacağı pek çok cinsel eylemi yargılamam, rıza sahibi yetişkinlerin diğer rıza gösteren yetişkinlerle yaptıkları her türlü şey kendilerini ilgilendirir. Burada insanların tepki göstermesinin sebebi ahlakçılık değil.
Cinsel organının ya da yarı çıplak vücudunun fotoğraflarını internette paylaşarak arayışlara giren insan modeli olmamama rağmen bunu yapmayı seçenleri anlayabiliyorum. Ama bunun yeri LGBT hakları derneklerinin sayfaları değil. Bu tür arayışlar için pek çok site var zaten.
Bunu da geçtim, yasallığı tartışılır ticari "arayışların" reklamının yapıldığı bir sayfa haline geldi Lambda sayfası. Ve sayfa admin'leriyle müritleri bozuk plak gibi her eleştiriye ahlakçılık damgası vuruyorlar, sanki bunlar cinsel bir devrimin işaretleriymiş ve biz geri kafalılar partinin keyfini kaçırıyormuşuz gibi. Aferin size, o kadar modern ve aydınlanmış insanlarsınız ki.
İstanbul'daki tek örgütlü LGBT oluşumun bu kafadaki insanlar tarafından yönetiliyor olması gerçekten içimi acıtıyor.
Subscribe to:
Posts (Atom)