Friday 3 April 2009

vince noir is the king of the mods


Driving along on a plastic dream,
heart beats fast, like a tiny machine,
I am Electro Boy,
I am Electro Girl,

Sailing along on a perspex sea,
Crystal Moccasins, bionic cheese,
I am Electro Boy,
I am Electro Girl
Her cümlemin sonuna Bionic Cheese ekleyerek Lisa'yı deli ediyorum bu aralar. Bionic Cheese!! Bugün İtalyan yemeye gidiyoruz 6. ayımızı kutlamak için, sonrasında da London Gay and Lesbian Film Fest'den bir film izleyeceğiz. Yemek sipariş ederken garsona "Can I have some bionic cheese on my pizza please?" desem ne olur merak etmekteyim.
Ayrıca constructivism ve world state konusunda bir essay'i konuyu seçmemden sonraki 24 saat içinde nasıl bir insan üstü güçle bitirdim bilmiyorum ama tebrik ediyorum kendimi.
Bionic cheese dudes!!

Tuesday 31 March 2009

reading calling

Dün satışa çıktığı anda satıldığı bilet sitesini 7-8 saat boyunca kitleyen ve 12 saat geçmeden sold out olan Reading Festivali biletlerine tanesine 500 YTL ödeyerek sahip olmuş bulunmaktayım. Karaborsası kaça gider düşünemiyorum bile. Ama line-up çok oha. Ve bir de Efes One Love bileti aldım yanına, Klaxons ve Royksopp. Mükemmel.

Monday 30 March 2009

i swallow words like a placebo

Placebo konser haberinden olsa gerek bütün gece Placebo konseptli rüyalar gördüm. Gece uyumadan önce 9 yıllık Placebo sevgimi artık bir dövmeyle kutlamanın zamanı geldiğine karar vermiş ve bileğime Without You I'm Nothing yazdırmayı düşünmüştüm. Sabah uyandığımda birden "I had an epiphany!!" şeklinde "Neden Soulmates Never Die yazdırmıyorum ki?" dedim kendime. Neden bilmiyorum, Placebo'nun o dönemini daha çok özdeşleştiriyorum kendimle. Karar veremedim, %30 WYIN-%70 SND gibiyim şu an. Fikri olan?

Sunday 29 March 2009

ashtray heart

I will battle for the sun
And I won’t stop until I’m done
You are getting in the way
And I have nothing left to say

I will brush off all the dirt
And I will pretend it didn’t hurt
You are a black and heavy weight
And I will not participate

Dream brother, my killer, my lover
Dream brother, my killer, my lover..


Placebo'nun son single'ı Battle For The Sun'ı dinliyorum şu an. Nasıl beceriyorlar, nasıl her albümleri o anki ruh halime, hayatımın o dönemine bu kadar uyuyor bilmiyorum. Ne yapsalar tapınarak dinleyeceğim tek grup, Brian Molko öl dese mutlu öleceğim tek insan. İstanbul konserleri varmış hem de Haziran'da, mükemmel.
Bu arada yeni davulcularının tipine ısınamadım, dandik hardcore gruplarının redneck'liğini dövmelerle kapatan bir üyesi gibi. Placebo'nun imajına yakışmamış hiç. Ama Brian'ım Molko'mun saçlarının daha uzun olmasına bayıldım. Of tapıyorum bu adama ben.
Dream brother, my killer, my lover.