Thursday 28 August 2008

the final letter to isobel

For the past year you've been what my life's all about. You're everything I talk and think about, everything I do and everything I live for. It sucks that you have no idea and it sucks even more to know that even if you had known, nothing would've changed. The distance between us, all those miles and months, all the chances we lost, all those opportunities, they'll never come back. Finally I need to accept the fact that I'll never be able to turn back the time and even though I regret those things with all of my existence, I have done them and I have to suffer the consequences. At last I have to suffer you gladly, I suffer you gladly. I'm sorry for everything I've done, I know you never deserved any of it. I know I had it coming and I don't blame you at all. I believe in fate and I know one day we'll meet again. One day everything in the whole world will be perfect for the both of us. I love you more than everyone could ever do. I seriously love you with my entire being. So take care and I know everything will be okay.

Monday 25 August 2008

life sucks, get over it already

Benim hala umudum var, isyan etsem de istediğim kadar. İnat etsem bile bırakmazlar, sahibim var. Benim hala umudum var, seviyorlar bazen, soruyorlar. Hayran hayran seyret, ister katıl ister vazgeç. Güzel günler bizi bekler. Eyvallah dersin, geçer gider. Bıraksam kendimi, şöyle oh ne rahat.. **Mazhar Alanson-Benim Hala Umudum Var

6 yıl öncesinin yazında Ayvalık yolunda bu şarkıyı dinlemiştim, hatırlıyorum. Nedendir bilmem, aklıma takıldı bugün. Gerçekten de sözleri benim için yazılmış gibi hissettim birden. Bazen görmek zor geliyor ama cidden hayatta "eyvallah" deyince geçip gitmeyecek dert ya da "keyfin bilir" deyip unutulmayacak insan yok. Son 6 yılda pek çok insanın arkasından pek çeşitli nedenler yüzünden ağladım, ortalama insan bu süre içinde 2 kişiyi takıntı haline getiriyorsa; aşırı derecede Yengeç burcu ve BPD olan ben, yaklaşık 10 kişiye obsesif derecede bağlandım, 1 ay süren takıntılarımda bile aşkımdan öleceğimi sandım, bu yazıyı okuyan çoğu kişiden çok daha fazla acı çektim ve her kalp kırıklığımdan sonra da ısrarla tekrar denemeye kararlıydım. Şu an kendimi deli gibi zorlasam da belli bir yerden sonrasını hissedemiyorum, masum ve kesinlikle takıntı sayılamayacak seviyede bir sevginin ötesine geçemiyor duygularım kiminle olursam olayım. Bunu söyleyebileceğimi hiç düşünmezdim ama, şu rahatlığımdan o kadar memnunum ki şu an, aşık-olmazsam-hayatım-yaşanılamaz-derecede-boş-ve-sıkıcı-oluyor diyen ben şu anda hiçbirşeyin eksikliğini duymuyorum. Geliyor insanlar, sözleri, tavırları, rüzgar gibi gelip geçiyor üzerimden, ve gidiyorlar. Etkilenmiyorum, belki etkilenemiyorum, belki de savunma mekanizmamdır bu sadece. Ama şu anda bu tam olması gerektiği gibi.

Sunday 24 August 2008

shenny on the L word?



The L Word -izlememiş olanlar için dünyanın en süper dizisi olur kendileri- 6. ve malesef son sezonuyla ilgili spoilerlar yayılmaya devam ediyor. En son duyduğuma göre --spoiler!!-- 5. sezon finalinde Jenny'nin Shane ve Nikki'yi ayaküstü sevişirken yakalamasının ardından 6. sezonda bir Jenny-Shane ilişkisi izleyecekmişiz. Ben gayet sevindim bu habere, umarım doğrudur çünkü Shane ve Jenny çok yakışıyorlar birbirlerine. O olayın ardından yaşanacak büyük bir kavga ve ardından make-up sex ile çok süper bir ilişkiye başlayabilirler bence de Shane ve Jenny, hatta Shenny.