Friday, 4 December 2009

boys wanna be her


Bugün tanımadığım birinin Facebook fotoğraflarında yine tanımadığım 2. birinin fotoğraflarını ararken tanımadığım 3. birinin fotoğraflarını görüp oha diye kaldım. Drag king bir hanfendiydi kendisi, ama bir insanın hem kadın hem de erkek hali bu kadar mı güzel olabilir?

Drag'e ve drag king'lere bayılıyorum. Androjenliğe ve cinsiyet kavramının tamamen ağzına sıçmayı felaket derecede çekici buluyorum ayrıca. Ama bebek yüzlü kadınlarda drag genelde bir garip duruyor, drag partilerine giderken erkek olarak gitmememin tek sebebi bu. Vücudumu halledebilirim ama sanki yüzüm ne yaparsam yapayım hiç erkeksi görünemezmiş gibi geliyor. Belki görünebilir demek ki. Any tips?

Black Eyed Peas-Meet Me Halfway takılıyor bugünlerde kafama. Fergie'nin söylediği kısımlar çok mükemmel, keşke sadece onları dinleyebilsem hatta. Ayrıca kendisi normalde hiç etkileyici bulmadığım bir insan olarak klipte süper güzel çıkmış. Kadınlarda koyu renk saç takıntılı bir insan olarak bu konuda obtektif olamayabilirim, evet.

Tuesday, 1 December 2009

let me go cause i can't shine bright enough for you


Alize'yle ilk aşk hakkında konuşurken bakınıyor olduğum forumda "First Love" başlığı çıktı karşıma. Tesadüf?

İlk post'u okudum ve çok kötü hissettim birden:

do you ever forget?

I found out recently that the woman who was my first love took her own life 4 years ago. I was informed by a random stranger through facebook. It was a horrendous shock and I found it very upsetting that I had to find out in that way. We lost touch back in '03 and a mere 2 years later she was gone. I've often thought of her over the years, wondering where she was, hoping she had found happiness. Little did I know she had died.


Oha gerçekten. Çok, çok ve çok korkunç birşey, bana olsa naparım bilmiyorum. Ofh.

And if all else fails you can look up at the sky
Because it's the same one that shines above you and I.
And if all else fails you can close your eyes
And I'll be right beside you.
I'll be the one by your side.

So close your eyes and sleep to dream.
I'm by your side.
No words to speak.
We'll set our course and make it through.
No matter how far I go
No matter how much this hurts
I wanted you to know,
My heart remains with you.

Sunday, 29 November 2009

wrapped up in arms and underwear is how i like you

Yüksek lisans başvurularımı sonunda tamamlamış bulunuyorum ve üstümden felaket bir yük kalktı.

Bugün havanın 4-4.30 gibi karardığını fark ettim. Ve son birkaç haftadır %90 yağmur yağmış olabilir. Evimin jaluzileri şu ana kadar hiç açılmadılar, eve gece mi gündüz mü olduğu anlaşılacak kadar bile günışığı girmiyor kısacası. Yine de gayet ilginç bir şekilde en pozitif insanı bile depresyona sokma potansiyeli yüksek olan bu faktörler pek canımı sıkmıyor, me likes.

TOEFL skorum Çarşamba'dan sonra geçerli olmuyor artık. İnsanlardan salak bir test için bir dünya para aldıktan sonra o testin 2 yıl sonra geçersiz olması çok saçma. Sadece belli bir puanın altındaki sonuçlar iptal olsa "unutabilme faktörü" mantıklı gelebilir, ama onun dışında saçma gayet. Ayrıca İngiliz üniversitelerinden mezun olan yabancı öğrencilerin TOEFL skoruna ihtiyacı olup olmaması web üzerindeki en el atılmamış konu sanırım Google ile karar verdiğimiz üzere. Başvurduğum üniversitelerin yeniden İngilizce yeterlilik sınavına girmemi istemeleri durumunda "Ödeyin gireyim kuzum" şeklinde bir tavır takınmayı planlıyorum, umarım olmaz öyle birşey. Kesinlikle bir daha uğraşamam çünkü, sanırım hayatta TOEFL kadar sıkıcı çok az 3 saat geçirmişimdir.

Türkiye'nin dış politikasıyla ilgili bir essay yazıyorum bu aralar. Son 2 haftada Türk dış politikası hakkında Türkiye'de 20 yılda öğrenmediğim kadar şey öğrenmiş olmam da ne kadar içler acısı bir durum. Bir de lise tarih derslerinde hep öğretilen "Araplar İngilizler'e katılarak bize ihanet ettiler" ve bunun benzeri daha bir çok muhabbet gayet ilginç şekilde sadece ne olduğu belirsiz Türk forumlarında çıkıyor, başka hiç bir doğru düzgün kaynakta yok.