Saturday 18 July 2009

i got a feeling that tonight's gonna be a good night

Tonight's the night
Let's live it up
I got my money
Let's spend it up


Lindsay'in çıplak fotosunu buldum ama kimseyle paylaşmak istemediğim için buraya koymuyorum. Buzlu viskimle oturmuş dışarı çıkma saatinin gelmesini bekliyorum. Pazartesi doğumgünüm, 21'e giriyorum, soranlara hala 20 diyorum ama. 19 diyemeyecek miyim artık gerçekten? Bu gece güzel olsun, malum kişiyi görmeyeyim lütfen. Lisa geliyor Pazartesi.

Monday 13 July 2009

days before you came, freezing cold and empty


Doğumgünümde bana Xena DVD seti alması için bir arkadaşımı ikna etmiş bulunuyorum. 2-3 aydır tanıdığım birinin bana 200 TL'lik hediye alacak kadar beni sevdiğini düşünmek mutluluk verici.

Bugün Facebook listemdeki birinin status update'ine takıldı gözüm. "Dünyadaki en mutlu insanım vs vs ilahi bir güç olmalı kesin çünkü hayatımın kadınının her özelliğiyle karşıma çıkmasının başka bir açıklaması olamaz" konseptli birşeydi. Sarkastik tarafım "2 ay sonra da o lafı edebilecek misin acaba" diye düşünürken romantik yönüm ise buna inanabilmek istiyor. Var mı gerçekten böyle birşey? Soulmate, the one ya da her ne demek istiyorsanız, herkes için kusursuz olan birisi var mı? Yoksa her zaman aslında yalnız olacak ve yalnız mı öleceğiz? Soulmate denen şey yoksa yaşamamızın anlamı ya da nedeni ne ki? Çevremde varlığından çok yokluğuna dair örneklere rastlasam da gerçek aşka felaket derece inanıyorum hala. Or maybe it's just wishful thinking.

Eğer bahsi geçen ilahi güç soulmate'imi karşıma çıkaracaksa mümkünse Lucy Lawless tipinde olsun kendisi.

"If the people we love are stolen from us, the way to have them live on is to never stop loving them. Buildings burn, people die, but real love is forever." **Seni çok özlüyorum hala ama bunu sana hiç söylemeyeceğim.