Saturday, 8 November 2008

you're not 19 forever, pull yourselves together

A little reminder for all you 19 year olds, your last year as a teenager, don't know about you but that scares me a little. I think I'll always feel 17, I'm stuck in there somewhere.

Tried to get your attention all night long
Asked you once, I asked you twice, asked you four times
If you'd like to dance to that song
Front crawled the crowd down the stairs
And I followed you out in the rain
Nowhere to be found
Never mind
You'll probably never look that pretty again

You're not nineteen forever, pull yourself together
I know it seems strange but things, they change
Older woman and an ever-so-slightly younger man
God bless the band
They're doing all they can

You're not nineteen forever
You're not nineteen forever


Bir başka 19 takıntılı grup The Long Blondes'un dağılması beni melankolik ruh hallerine itiyor birkaç haftadır.

Monday, 3 November 2008

baby girl, shock me like an electric feel

Sıkıldım ben. Paris'in 2 saat uzağımda olmasına, salak Eurostar biletleti über pahalı olduğu için gidememeye sinir oluyorum. Ev arkadaşımın rezalet ötesi müzik zevkini 24 saat dinlemek zorunda olmak da sinir bozucu. Odamı pislik götürüyor her zamanki gibi, oysa daha 2 gün önce süper topluydu. Sırtım ağrıyor deli gibi, masaj yapabilen bir sevgilim olsaydı keşke. Ve maddi durumu en az benimki kadar iyi olan, benim gibi anlık kararlar verip saçma heyecanlara atılan, "Hadi kalk bilmemnereye gidiyoruz" ya da "Evinin önündeyim, aşağı insene aşkım" diyen bir sevgili. Ve ben sevgilim bu yazdıklarımı anlamasın diye Türkçe yazıyorum, çünkü uğraşamayacak kadar bıkkın ve kusursuzu arayamayacak kadar yorgunum. Evet işte böyle. 140 pound gözümde büyümezse haftaya Çarşamba İstanbul'a gitmeyi düşünüyorum, kalacak yerim ve ailemin Türkiye'ye gideceğimden haberi yok. Bu da böyle bir durum.