Friday 4 January 2008

not capable of love

Sinirli Playlist

1)IAMX-Kiss and Swallow
"Make a list of the cunts you'd send to hell/and send them on the weekend" cümlesi başta olmak üzere, sinirden kulaklarınızdan çıkan alevlerin hedefi olmasını istediğiniz kişilere yönelik pek şairane sözler içermektedir.

2)Lady Sovereign-Love Me or Hate Me
"if you hate me then fuck you" desem anlarsınız sanıyorum.

3)Kaiser Chiefs-Everyday I Love You Less and Less
Tüm zamanların en klasik eski-sevgilimden-tiksiniyorum şarkısıdır. Nakaratı bağıra bağıra söylenince tüm sinir uçar gider, yerini kötü adam gülümsemesine bırakır.

4)Daft Punk feat. Kanye West-Stronger
Yıkılmadım-ayaktayım-hem-de-kalbini-bile-kırarım konseptli bu şarkı dinlenirken, "take this, haterzzzz" diye bağırılması gerekir.

5)Cemiyette Pişiyorum-Borç
Normalde dinlemediğim bir grup olan Cemiyet'in hayattaki 3 önemli borç hakkındaki bu sanat eseri, "Bırakmam bunu yanına/ödeyeceksin"'den ibaret olan sözleriyle kendime pek yakın bulduğum bir şarkıdır.

6)The Juliana Theory-Shotgun Serenade
Açıklama yapmıyorum sevgili okuyucular, google'dan sözlerini aratın üşenmeyin.

Thursday 3 January 2008

angelic fruitcake, forbidden snowflake

Yayyy, kar!!

Yengeç Burcunun Günlük Hayatta Kalma Rehberi

Günün Kuralları
1) Herkesin ettiğini bulacağından bir an için bile şüphe etme.
2) Olur da "Allahın sopası" görevini üstlenmeye karar verirsen, sabır ve dikkatle hareket et.
3) Kusursuzdan daha azıyla asla yetinme.
4) Neyi hak edip neyi etmediğinin her zaman farkında ol.

Günün şarkısı
Daft Punk feat. Kanye West-Stronger

Günün sözü
Don't get mad, get even.

Günün ruh hali
Sakin

Günün kelimesi
Bekleyiş

Günün hatırlatması
Caddebostan

Yengeç besleyenlere notlar
1) Görmüş olduğunuz kadarıyla oldukça duygusal ve sevgi dolu olan yengecin bu yüzü sizi yanıltmasın. Minik yengecinizin sevgide aşırıya kaçtığı gibi, nefrette de aşırıya kaçan bir yapısı olduğunu unutmayın.
2) Ona yaptığınız en ufak haksızlığın bile asla yanınıza kalmayacağından emin olun. Ses tonunuzdaki gizli bir terslemeyi bile fark edebilen minik yengeç, bunu mutlaka bir kenara yazacak ve yıllar bile geçse bir şekilde o ses tonunu götünüze sokmayı kendine görev bilecektir. Güvenini ya da sevgisini kötüye kullanmanız, dolmuş sırasında önüne geçmeniz, ona ukalalık yapmanız, arkasından konuşmanız, görünce selam vermemeniz, yalan söylemeniz ya da verdiğiniz sözü tutmamanız gibi her türlü "yanlış" davranışınız onun kin tutmasına neden olabilir. Yengecin size kin beslemesini istemezsiniz.
3) Duygusal anlamda son derece uç noktalarda gayet hızlı bir şekilde dolaşabilen yengecin bu inişli-çıkışlı ruh hallerini kabullenin. Aynı zamanda duygularını göstermeyen insanlardan hoşlanmadıkları da aklınızda bulunsun.
4) Belli bir yakınlığa sahip oldukları herkesi çok kıskanacaklarını ve bunun ellerinde olmadığını hatırlayın. Böyle durumlarda sizin için ne kadar önemli olduklarını onlara söyleyin.

you know you love me

Kalkıp kendi modemimi açmaya üşenmem sebebiyle başkasının wireless'ını
sömürüyorum şu an. Explorer'ı açtığım anda sayfaların über hızlı bir şekilde
açılmasıyla birlikte, anında limewire açıp dizi download'larıma başlamış
bulunuyorum. Neden insanların bağlantısını sömürüyorum? Çünkü sömürebiliyorum,
bu nedenle de sömürmeliyim, değil mi? İşte insanın hayata bakışı bu kadar basit
olmalı. Basit, mutlu demek. Açık gördüğün anda saldırmak gerekiyor. Bakın işte,
ne kadar basit. Biri bunları National Geographic'in vahşi yaşam belgesellerinde
yırtıcı hayvanlara yem olan zavallı şirin hayvancıklara da anlatmalı, sonra
öldüklerinde üzülüyorum.


Yengeç Burcunun Günlük Hayatta Kalma Rehberi

Günün Kuralları
1) Birini/birşeyi çıkarların için kullanabiliyorsan, kullan.
2) Açık gördüğün anda saldır.
Günün sözü
GG: Serena's visit was short. And apparently not very sweet. But you know what
is? Revenge. We hear it's best served cold. Who's hungry?

Günün şarkısı
The Libertines - Music When The Lights Go Out
Günün ruh hali
Soğuk
Günün kelimesi
İnkar
Günün hatırlatması
Eriatarka

Tuesday 1 January 2008

if you're frustrated, then go

İlke'ye göre bunların hepsi herkesi kendim gibi sandığım için oluyormuş. Kötü niyetli biri olsaymışım eğer, insanların da kötü niyetli olduklarını varsayar ve ona göre davranırmışım. Nasıl kötü niyetli olabilirim? Cevabı bilen varsa söylesin.

2008 yılım çok renkli geçecek ve 2 ilişkim olacakmış. Yılın ilk günü gözlerimi açıp bana ait olmayan bir odanın tavanına baktığımda aklımdan geçen ilk cümle, "Hasiktir ya ben yaşamak istemiyorum şu an, öff" oldu. O bahsi geçen 2 ilişkimde karşımda olacak kişilerin olabilecek her şekilde ağzına sıçmaya, bütün duygularıyla oynamaya ve en hassas oldukları anda kalplerini tamamen kırıp sonra da karşılarına geçip "hahaha amma salaksın be" demeye çok kararlıyım. Adaylara duyurulur.

Bir adet yengeç olarak her zaman aşırı kinci ve intikamcı bir insan olmuşumdur. Yıllar öncesinde bana yapılmış küçücük şeyleri bile ne kadar iyi hatırladığımı ve ne kadar zaman geçmiş olursa olsun, bana yapılan hiç bir haksızlık ve mallığı yapan kişiye ödetmeden içimin asla rahat edemediğini bilseniz şaşarsınız. Biraz önce hayatımın en büyük intikam fırsatlarından biri elime geçti, ve ben kullanmadım. Hayatımda ilk kez yapmadım. Neden bilmiyorum, ama acıdım birden o kişiye. Gerçekten üzülecekti çünkü. Üzülmeliydi de aslında. Neden tereddüt ettiğimi bilmiyorum. İntikamcı ruhumu geri istiyorum.

En kısa zamanda İngiltere'ye gidip İzmir'deki herşey ve herkesle arama mümkün olduğunca mesafe koymak istiyorum. Hatta bir okyanus da koysam hiç fena olmaz. İngiltere bile yeterince uzak değil.


you make me lose my buttons
oh yeah you make me spit
i don’t like my clothes anymore
we’re spending time and money
yeah you’re colder than yourself
now we’re moving, now we’re taking control

love will get you down
trust will get you down
i love the way you put me in the big house

if i get there early will it be the right time
our heaven is just waiting so put your hand into mine
if i get too surly will you take that in stride
our boat is just there waiting so put your little hand in mine

all i want is to be the very best for you

circle around me now baby it’ll be ok
cause we all go downtown sometimes
somehow baby we’ll beat this mess

if you're frustrated then go..

(Günün sorusu: If you're frustrated then go, stay or forever go vb. gibi cümlelerle karşılaşınca neden insanlar hep gitmeyi seçerler?)

make way for the s.o.b.

Hayatımın en iğrenç gecelerinden biriydi sanırım. O kadar korkunç başladı ki 2008, daha kötüsünün başıma gelemeyeceğini düşünüyorum. Evet, tek olumlu yanı bu sanırım. Dün insanlara söylemek isteyip aşırı alkol nedeniyle söyleyemediğim bazı şeyleri burada söylemek istiyorum:
-Oğuz, gerçekten benim için önemlisin. Dün gece sen olmasaydın gerçekten yaşayamazdım sanırım, sağol. Ayrıca o geceden beri senden çok özür dilemek istediğimi, hatta 2 günde bir rüyalarıma girdiğini, ama korktuğum için yapamadığımı bilmelisin.
-Altay, hayatım boyunca pek çok piç erkek modeliyle tanıştım, ama senin içlerinde en pisliği olduğunu asla tahmin edemezdim. Bütün o yaptığın "geriliyorum"lar, çok ahlaklı ve iyi çocuk lafların, hepsi gözümün önüne geldikçe ne kadar salak hissediyorum, bilemezsin. Seni gerçekten öyle birisi sandığıma inanamıyorum ya cidden. Ben dışarda 2 saat ağladıktan sonra içeri geldiğimde senin kızın tekini direk ayakta sikmene tanık olmam ve şapır şupur seslerinizi bile duyabiliyor olmam gerçekten şu ana kadar herhangi bir insanın bana yaptığı en büyük orospu çocukluğuydu. O kadar rezil ve bayağı bir davranış beklediğim en son insandın. Bundan sonra seni "Allah belasını versin inşallah"lar ve çeşitli küfürlerden oluşan şeyler eşliğinde hatırlayacağıma emin olabilirsin. Kendinle nasıl yaşıyorsun bilmiyorum. Umarım en yakın zamanda bir kamyonun ya da öyle birşeyin altında kalır ve o sırada sen de beni hatırlarsın.

Last.fm'de listenizden birilerini silince "Aw, sorry to hear it didn't work out between you two" demesi ne kadar ironik.

Monday 31 December 2007

so this is the new year..

Her türlü bayram, yılbaşı, sevgililer günü ve benzeri şeyden nefret ederim. Yılbaşı gecesi ne yapacağım konusu beni çok gerdiğinden, bu yıl hiç bir plan yapmayıp herhangi bir Cumartesi gecesiymiş gibi Alsancak'ta buluşup canımız ne isterse onu yapmaya karar verdik arkadaşlarımla. 18 yıllık İzmirli bir insan olarak, bu Alsancak'ta geçirdiğim ilk yılbaşı gecesi olacak.

Şöyle bir gözden geçirdiğim zaman, Amerikan teenager'ları modunda bir house party ile adım attığım 2007 yılı; çok dengeli bir yıldı diyebilirim. İlk 9 ayında psikolojik olarak tamamen ağzıma sıçan 2007, son 3 ayında bana üstümden atamadığım bir hiçbişeyi-istesem-de-sikime-takamıyorum ruh hali ve üşengeçlik getirerek sınırda kişilik bozukluğuna sahip bir yıl olduğunu kanıtladı bana. Sınırda kişilik bozukluğu demişken, bu yıl benim için hastalıklarla doluydu. Reflü, depresyon, ADD, diş bilmemnesi, bademcik iltihabı x 4, hipoglisemi gibi pek çok şeyle uğraştım bu yıl, odamda içi ağzına kadar ilaç dolu olan 2 tane kutuyla yaşıyorum artık.

2007 aynı zamanda karakter olarak en kendimden memnun olduğum noktaya ulaştığım yıldı. Çok da hızlı geçtiğini belirtmeliyim.

New year Resolutions olayını da yazmasam olmazdı elbette:

1-Kilo ver
2-Sigarayı azalt
3-Kıçını kaldırıp okula git
4-Nickine uygun davran, coolkid ol, aşk/hoşlanma vs her türlü duygusal eğilimi yasaklıyorum artık sana
5-Eğer yapacaksan da doğru düzgün yap.. Evet evet, yeni yıla öpüşerek girmelisin. 2007'deki 4 tane başarısız ilişki denemenin nedeni 2007'ye öpüşerek girmemendi bence. O yüzden bu gece öpüş. Öpüşmeden eve dönmeyeceksin. Herkes öpüşsün.