Friday 24 August 2012

norma jean

Topluluk içinde sigara içilmesinden hiç hoşlanmıyorum. Özellikle yaz sıcağında dışarıda oturuyor ve azıcık bir (temiz havalı) esinti bekliyorken dibimde sigara içmeye başlayan insanlar çok sinirime dokunuyor. Özellikle bu insanlar arkadaşım iseler, "Rahatsız olur musun" diye sormadan pofur pofur sigara içmelerine çok kızıyorum. Beş dakikalığına muhabbetine ara verip insan olmayan bir yere gitmek, orada içmek çok mu zor? İşin pasif içicilik kısmına girmiyorum bile, derdim o değil. Ama sigara gerçekten iğrenç kokan bir şey. İçenler farkında olmuyor, ama sinemada falan sigara içen biri 5 koltuk öteme dahi otursa daha o gelmeden leş gibi sigara kokusu geliyor. Üzerimde o kokunun olmasını istemiyorum, özellikle upuzun saçlara sigara kokusu nasıl siniyor anlatamam. O yüzden yanımda sigara içilmesini hiç sevmiyorum ve bunu kendine hak gören, çevresindeki insanların kendi sigarasına katlanmak zorunda olduğunu düşünen görgüsüz insan modelinden hiç hazzetmiyorum.

Yürürken sigara içenlere ayrı bir uyuzum. Onlar sağına soluna bakmadan, küllerini arkadaki insanın yüzüne savurarak geçip giderken, biz zavallılar sigarayla yanmamak için kendimizi kollamak zorunda kalıyoruz.

Hiç. Hoş. Değil!

Kırk yılda bir düşünceli bir şekilde içilen sigara neyse de, bundan sonra asla düzenli olarak sigara içen biriyle birlikte olmam mümkün değil sanırım.

**

Yarın İzmir'e gidiyorum. Önümüzdeki üç hafta boyunca Çeşme'de ya da İzmir'deyseniz ve bana bir içki ısmarlamak isterseniz hayır demem :P İkinciler benden.

**

Balenciaga çantalarımdan birini eBay'de satışa çıkarmıştım. İlk iki seferde satılmadı, üçüncü kez listeleliğimde 3-4 kişi mesaj atıp fotoğraf istedi. Açık artırmanın bitişine daha günler varken birisi çantama teklif verdi. Başka bir teklif gelmedi ve cumartesi günü açık artırma bitti. Kazanan kişiye iki kez ödemesi için uyarı, bir kez de özel mesaj gönderdim, tık yok. Olayı eBay'e bildirmek ve ödemediği için alıcıyı şikayet etmek zorunda kaldım. eBay'e yeni üye olan insanlar teklif verdikleri şeyleri kazanırlarsa almak zorunda olduklarını, teklifin bir kontrat olduğunu bilmiyorlar sanırım.

Boşu boşuna zamanımı harcayan göt zekalı alıcıma hak ettiğini diliyorum.

**

Bu aralar kesinlikle tavsiye ettiğim iki film izledim: Albert Nobbs ve If....

Boş vaktiniz varsa ikisi de çok izlenesi.

Tuesday 21 August 2012

weapon of massive consumption

Bu aralar fena halde bargain hunter moduna geçmiş durumdayım. Nerede indirim varsa koklayıp buluyorum. Adından da anlaşılabileceği gibi her şeyin 1 pound'a satıldığı Poundland mağazalarında Stila makyaj malzemeleri satıldığı haberini aldıktan sonra üşenmedim, kalkıp Poundland'in yolunu tuttum. Gerçekten de Debenhams'da 24 pound'a satıldığını gördüğüm Stila renki nemlendiricinin 1 pound'a satıldığını görüp sevinç çığlıkları atmak istedim, ama maalesef cilt tonuma uygun rengi kalmamıştı. Yine de boşuna gitmiş olmadım, kozmetik bölümünde süper şeylere rastladım (ve hatta bir de The Kooks CD'si buldum):

Revlon oje £6.49 £1



Rimmel parlatıcı £6.29 £1



Rimmel far £6.99 £1



Olay yüz yıkama jeli £2.99 £1



CD £10 £1


İndirim demişken, Poundland sonrası bir de TK Maxx'e uğradım. Aşağıdaki Chloe gözlüğü buldum, hem de orijinal kutusu, garanti /authenticity kartları ve silme beziyle! Bir de tam benim bedenim bir Elie Tahari elbise gözüme çarptı (£24!!) ama sinemaya geç kaldığımdan denemeye fırsat bulamadım. 



Chloe gözlük £130 £19




İngiltere'ye yolunuz düşerse Poundland'in kozmetik bölümünü ve TK Maxx'i kesinlikle tavsiye ederim.