Friday, 16 November 2007

Love-aholics Anonymous

Sevgi bağımlılığı, tüm kötü alışkanlık ve bağımlılıklar arasında en tehlikeli olanıdır. En çok tercih edilen uyuşturucu olan sevginin pek sevgili bağımlıları, alkol ya da uyuşturucunun aksine bağımlı olduklarının farkına bile varmazlar çoğu zaman. İşte en dandik kısmı budur sevgili okuyucular. Peki o zaman sevgi bağımlısı olduğumuzu nasıl anlayacağız? Bu konuda ne yapmamız gerekiyor?

Sevgi bağımlısı olduğunuz ihtimali üzerinde duruyorsanız, önce ne çeşit bir bağımlı olduğunuza karar vermelisiniz.
Bağımlı sevgi bağımlıları: Adı her ne kadar garip olsa da, bağımlı kişilik bozukluğuna yatkın insanları kapsayan gruptur bu. Bu kişiler, herhangi bir insana bağımlı olmadan hayatlarını sürdüremezler. Birini seçer ve onu hayatlarının en önemli nesnesi haline getirirler. Karşılığında onlara bok gibi davranıyor olsa bile o kişiyi mutlu etmeye çalışıp dururlarsa, terk edilmeyeceklerine inanırlar.
Takıntılı sevgi bağımlıları: Anlaşıldığı üzere obsesif kişiliklerdir. Takıntılarının nesnesi haline getirdikleri kişi ne kadar bencil/soğuk/sevgisiz/birlikte olması imkansız/dengesiz/bağlanmaktan korkan/ruh hastası olursa olsun, yine de peşini bırakamazlar.

Kaçanı kovalama bağımlıları: Duygularına karşılık vermeyen kişileri takıntı haline getiren gruptur. Normalde büyük ihtimalle ilgi bile duymayacakları, ya da sadece hoşlanıyor olacakları bir kişi onlara karşı ilgisiz olduğunda; onu gözlerinde büyütür ve aşık olduklarını zannederler. Bunu karşılarındakine belli edebilir ya da sessizce çaktırmadan acı çekebilirler. Bol bol hayal kurarlar, gerçeği hoşlarına gidecek şekilde manipüle edip sevildiklerine bile kendilerini inandırırlar bazen.
Bağlanma özürlü bağımlılar: Bunlar tüm sevgi bağımlıları içinde bağımlı olduğuna dair en ufak bir fikri bile olmayan tek gruptur. O kadar duygusuz görünürler ki, bu bağımlılıkları dışarıdan da fark edilmez. Birlikte oldukları kişiyi kendilerine fazla yaklaştırdıklarını düşündüklerinde ya da ilişki ciddiye binmeye başladığında öyle bir korku duyarlar ki, ilişkiyi en kısa zamanda sabote edip hızla kaçmaya ihtiyaç duyarlar. Aslında sevilme bağımlısı olup neden böyle ters bir davranış benimsediklerini henüz İsviçreli bilimadamları bile anlayabilmiş değildir.
Romantizm bağımlıları: Bu kişiler tek değil, aynı anda birden fazla kişiye bağımlıdırlar. Bağımlılıkları kişiye değil, o kişiye aşık olmanın verdiği hisse yöneliktir. İlişkileri genellikle kısa süreli (hatta tek günlük) ve yüzeyseldir. Buna rağmen yine de partnerlerine bağlanırlar ve ona önem verirler. Birden fazla kişiye aynı anda parça parça aşık olmak şeklinde özetlenebilen bir durumdur. Tek bir kişiye tümüyle bağlanmaktan kaçınma amacı taşır.

Sizin de tahmin etmiş olabileceğiniz gibi sevgi bağımlıları genelde birbirlerini bulur ve birlikte olurlar. Bu bağımlılık konusunda neler yapılabileceği konusunda ise malesef bugüne kadar herhangi bir sonuca ulaşılamamıştır. Yani kısacası bilmiyorum ne yapmanız gerektiğini, kendinizi olduğunuz gibi kabullenip öyle yaşayıp gideceksiniz artık, daha çok ağlayıp üzüleceksiniz yani sevgili sevgi bağımlısı okuyucular. Hadi şimdi gidin.

Wednesday, 14 November 2007

i wear my sunglasses at night

It's what I do best. I obsess over people. I'm an obsessor. An obsessive person. Whatever you wanna call me. I have this habit. I collect people. I'm a collector. In a crowd of people, I spot the ones who have the spark. I feel that spark, and I go after him. I let him in. I let him grow in me. He becomes everything. He becomes my latest obsession. Then comes the moment when he realizes and freaks out. He runs away and I'm not willing to chase after him. It ends before it even begins. I mourn his loss and I'm out hunting again, for another Saturday night love. I drink myself dry and go out. I walk into the crowd and I feel the spark once again. He's somewhere in the crowd.

It's not good for me. But I don't wanna lose it either. After all, it's what I do best.

Monday, 12 November 2007

come and fly away with me tonight

Sabah 8de uyumak moral bozucu birşey. Uyurken havanın aydınlanmış olması, daha doğrusu.
Bundan daha moral bozucu olan tek şey ise, uyandığımda havanın çoktan kararmış olması. Son günlerde 8de uyuyup akşam 6da uyanmak gibi bir rutini benimsedim. Normale döndürmek istiyorum, fakat başaramıyorum.

My Brightest Diamond dinliyorum hep bugünlerde. Çok hüzünlü ama huzurlu geliyor aynı zamanda.

Why does it hurt more to recall your good side
I always went to you for advice
You were a wise one then
When I think about you in that time
It's harder to hate you then

But sometimes I want to hate you as the bad guy
But I want you the good and the bad guy