Post-feminizmi tamamen pre-feminizm olarak görüyorum ve tamamen saçmalık olduğunu düşünüyorum. Özgürlük/eşitlik/güçlenme adı altında kadınların kendi kendilerini objeleştirdikleri toplumsal bir delilik bence. Ama tamamen pornografi karşıtı, kadın cinselliğini yok sayan bir feminizmi de aynı derecede abartılı buluyorum. Peki o zaman orta yolu nasıl bulabiliriz? Prude ve slut olmak arasındaki orta nokta neresi?
Bugün okula giderken otobüste karşımda oturan kız dikkatimi çekti. Gayet öğlen bir saatte aşırı bir makyaj, büyük ihtimalle sahte ve fönlü uzun saçlar, upuzun takma tırnaklarda yarısı çıkmış ojeler, daracık ve çatalına kadar görebildiğimiz bir kot, ağzında çat çat çiğnediği bir sakız. Akşam dışarıda olduğumda herhangi bir mekanda görebildiğim "Her an hazırım" izlenimi veren minicik etekli elbiseleriyle buz gibi soğukta donan, topuklu ayakkabıları üzerinde zor yürüyen küçük kadınlar. Objeleştirmeyi erkeklerden daha güzel bir şekilde kendi kendilerine yapan kadınlar. Bu tiplerden beni ayıran nedir? Erkeklerle ilgilenmiyor olduğum için ben o şekilde davrandığımda kendimi objeleştiriyor olmuyor muyum? Kadınlar arasındaki cinsellikteki eşitsizlik/sömürü feminizmin konusu olmalı mı, yoksa savaş sadece erkeklere karşı mı? Peki heteroseksüel bir kadın sınırı nerede çizmeli? Heteroseksüel olup gerçekten (post-feminist olmayan) feminist olmak imkansız mı? Kadınların cinselliklerini özgürce yaşayabilmelerinin erkek izleyiciye yönelik olmaması nasıl sağlanabilir?
Feel free to chime in.
No comments:
Post a Comment