Saturday 14 December 2013

vroulidia

Dün Murat'ın öldüğünü öğrendiğimden beri çok sarsılmış durumdayım. Akşam kafamdaki rahatsız edici düşüncelerden sonra geç saatlere kadar uyuyamadım, sonunda uykuya dalabildiğimde de sabaha kadar kabus gördüm.

Sabah telefon alarmım beni uyandırdığında Sakız Adası'nın en güney ucundaki Vroulidia plajındaydım. Annem ve teyzemler birlikte tatile gitmiştik, ama nedense ada terk edilmiş görünüyordu. Plaja inip oturduğumuzda şnorkelimi evde unuttuğumu fark edişim, bunun beni uyanık kafayla tarif edemeyeceğim kadar sinir edişi ve denize gireceğim anda gördüğüm korkunç su canlıları zaten başından beri bir acayiplik hissi taşıyan rüyamı tam bir kabusa dönüştürdü.

Vroulidia dünyadaki en sevdiğim yerdir. Ne zaman bir şeye canım sıkılsa orada olduğumu hayal ederim. Kindle kılıfımın cebinde taşıdığım Vroulidia kartpostalı bana güç verir. Benim için huzur ve moral kaynağı olan bir yerin rüyamda böyle rahatsız edici hisler uyandırması sabah sabah sinirlerimi bozdu baya.

:(


Friday 13 December 2013

bye for now

İşten keyfim yerinde bir şekilde eve gelip bilgisayarımı açtığım gibi Fadime Ayvalıtaş'ın aramızdan ayrıldığını öğrendim. İçim acıdı. Facebook feed'imde biraz daha aşağı indikten sonra İzmir'de lise yıllarımda Alsancak'taki arkadaş çevremden tanıdığım birinin ölüm haberini gördüm. Yaklaşık 40 gün önce mide kanseri teşhisi konduktan sonra çok genç bir yaşta hayata veda etmiş bugün.

Arkadaşım değildi,  yıllarca sağda solda karşıma çıkmasına ve zaman zaman aynı arkadaş ortamında bulunmamıza rağmen en fazla 3-4 kere selamlaşmışızdır herhalde. O zamanlar hiç hazzetmediğim insanlar listesinde üst sıralarda bulunan biriyle yakın arkadaş olduğundan belki, o karşılaşmalarımızda da hep bana soğuk davrandığı izlenimini edinmiştim. Ya da belki iyi tanımadığı herkese öyleydi, bilemiyorum. Ama yine de ölümüne çok üzüldüm. Kimse bu yaşta, bu kadar aniden ölmemeli.

Huzur içinde yatsın.

Wednesday 11 December 2013

blue has become the warmest colour

Cumartesi günü Blue is the Warmest Colour'ı dördüncü kez izledim.

Bu Pazar beşinci kez izlemeyi çok ciddi olarak düşünüyorum.

Hala her sabah işe giderken iPod'umda filmin soundtrack'i çalıyor. Başka şey dinleyesim gelmiyor. Bu filmi izlediğimden beri başka film beğenemiyorum.

Filmi izlemiş olan arkadaşlarımla hala oturup uzun uzun filmi tartışabiliyoruz ilk izlememizin üzerinden neredeyse iki ay geçmiş olmasına rağmen.

Blue is the Warmest Colour dövmemi nereye yaptırsam düşüncesi günlerdir kafamdan çıkmıyor.

Gerçekten psikolojim bozuldu, kafayı yedim. Filmdeki gibi çılgınca aşık olasım var. Karakter olarak pek sevmediğim biri de olsa kendimi Adele sanmaya başlıyorum bazen ciddi ciddi.

Bu film gerçekten hayatımı değiştirdi. İzlediğimden beri ne sinemaya, ne hayata, ne de kendime bakışım eskisi gibi.