Monday 25 April 2016

you're a sky full of stars

Gecenlerde uzun zamandir gormedigim bir arkadasim bloguma ne oldugunu sordu. Son zamanlarda blogumu okuyan kaldigini sanmadigimdan ve kendi kendime konusmak istemedigimden pek yazmaz olmustum. Maalesef cevap veremeden arkadasim Facebook'tan yok oldu ama eger bunu okuyorsa beni yeniden yazmaya tesvik ettigi icin tesekkur ederim, umarim iyidir ve her sey yolundadir!

**

Turkiye'de iki haftalik bir tatil sonrasi dun Londra'ya dondum. Son birkac aydir calistigim yerde fena halde bunalmistim; o yuzden hem isi birakip yeni ufuklara yelken acmanin hafifliginden, hem de ailem, kedim ve eski arkadaslarimla dolu dolu vakit gecirmekten bu tatil bana cok yaradi. Uzun zamandir gecirdigim en dinlendirici ve rahatlatici tatildi diyebilirim, su aralar birkac stresli mevzuyla ugrasiyor olmama ragmen.

Facebook'umdaysaniz biliyor olabilirsiniz, kendi isimin sahibiyim ve kadrolu degil, kisa/orta vadeli projelerde kontratli olarak calisiyorum. Cok sevdigim insanlarla cok zevkli bir projeyi sonlandirdiktan sonra Aralik 2015'te yeni bir kontrata basladim. Uzerimde calisan insanlarin bana cok soguk davranmalari ve yoneticisi konumunda olduklari kisileri dogru duzgun yonetme kabiliyetinden yoksun olmalari sebebiyle bu kontrat her sabah lanet olsun diyerek uyandigim bir kabusa donustu. Sabrim sonunda tasti ve bir ay kadar once "Ben Nisan'da tatile gidiyorum, tatil donusu de ise donmeyecegim, size iyi sanslar" diyerek kontrati sonlandirdim.

Tam da o donemler Londra LGBT Film Festivalinde gonulluluk yapiyordum. O vesileyle benim gibi sevmedikleri isleri buyuk bir finansal risk alip film sektorunde calismak icin birakan birkac insanla tanistim, sinema gibi tutkum olan bir konuda calismanin para kazanmak icin laf olsun diye calismaktan ne kadar farkli oldugunu anladim. Son birkac yildir sinema sektorunde calismak aklimin bir kosesindeydi, ama bana su anki kariyerimi riske atmamami, sinema ile ilgili hic is deneyimim olmadan is bulamayacagimi soyleyen ic sesime kulak veriyor ve sinema hayalimi "Belki gunun birinde" diye gecistiriyordum. Tam kafamdan bunlar gecerken bu bahsettigim is yerinde cok moralimin bozuldugu bir gun bir film izledim Festivalde. Filmin kendisi degil, karakterlerden birinin soyledigi bir cumle aklimda yer etti: "Eger kendi kararlarini kendin vermezsen hayat senin icin karar verir."

Ertesi gun istifa emailimi gonderdim. Birkac gun sonra da "Gunun birinde"yi bekleyip durursam o gunun hic gelmeyecegine karar verdim. Su anda sinema sektorunde is ariyorum. Birkac ay durumlar nasil gidiyor bakacagim, baktim hicbir sey bulamadim, yeniden kar amaci gutmeyen sektorde is bakmaya baslayacagim.

**

Dun Izmir'de Londra donusu icin hazirlanirken "Hic donesim yok" dedim anneme. "Londra'ya donmek istemene sebep olacak bir sey vardir mutlaka" dedi. Birkac dakika dusundum, tek bir sey bile bulamadim. Eskiden olsa film festivalleri, LGBT sosyal yasam, muzeler, guzelim bir sehrin gobeginde tek basina yasiyor olmak gibi pek cok neden sayabilirdim. Sonunda cok sevdigim bir alanda is arayabilecek konumda olmam ve lanet ettigim bir isi birakmis olmam da pozitif seyler. Ama bunlar gercekten Izmir'e dair sevdigim milyon tane seye agir mi basiyor? Bu sorunun cevabi zaman gectikce daha buyuk bir "Hayir" olmaya basliyor.

Izmir'de dogup buyuyen ama su anda Istanbul'da ya da yurtdisinda yasayan bir suru arkadasim var. Benim gibi mutlaka uc ayda bir Izmir'e giden, her gittiginde en az 2-3 hafta kalan ve Londra'ya her geri donuste dunyanin sonuymus gibi aglamakli olan birini daha tanimiyorum. Yilbasini, yaz tatillerini, ozel gunleri Londra'da/Istanbul'da/nereye tasindilarsa orada geciriyor cogu Izmirli arkadasim. Izmir'e yilda en fazla birkac kez gidiyorlar, gittiklerinde en fazla bir hafta kaliyorlar, daha sonra da mutlu mesut bir sekilde yasadiklari yere geri donuyorlar. O noktaya nasil gelir insan? Karakter meselesi midir bu? Ben Izmir'den Londra'ya her dondugumde daragacina giden insan ruh halinde oluyorum, gunlerce moralim bozuk oluyor ve yeniden Londra'ya alismam zaman aliyor. Oysa eminim bir suru insan benim yerime seve seve Londra'ya gider.

Keske Turkiye'deki insanlarin %80'ini bosaltip Londra'yi Izmir'e tasiyabilsek.