Ortaokuldayken Mor ve Ötesi çok severdim, bugün bu geldi aklıma. Bırak Zaman Aksın albümleri ne kadar güzeldi, sonradan ne kadar bozdular. 23 severdim en çok o albümde. Bana fazlasıyla 14 yaşında, her gün servisle 1,5 saat Mavişehir'den Güzelbahçe'ye Avni Akyol'a gittiğim günleri hatırlatıyor, o anki Simin takıntılı platonik aşık ruh halime geri dönüyorum dinledikçe (yüzünden başlasam gitmeye uzaklara). O zamana geri dönüp Bir gün kendimi bırakıp sana anlatsam ne olduğunu, neden sözleri unuttuğumu, yuttuğumu diyesim geliyor ona. Kilise Sokak'tan günbatımında Kordon'a çıkışımızı, ele ele yürüyerek Konak viyadüğün oraya gelmemizi, "daha 3 saatimiz var" dediğini, sonra gittiğimiz evde uyumak istediğimi ama o gider diye uyumaya korktuğumu, gitmemeye söz verdiğini, korka korka uyuyakaldığımı, uyandığımda hepsinin rüya olduğunu anladığımı hala en ufak detayına, tüm renklerine kadar hatırlıyorum.
Bir diğer favorim de Mucize.. Titreyen sese, dandik kayıtlara bayılıyorum.
"Güneş doğdu ruhuma, sustum, umudumu gördüm onda. Bir şey bilsem söyleyeceğim seni sevdiğimden başka. Aptallığın bile tam bana göre, çocuksun sen de, yok yok yok, bu mutluluktan ağlayacağım şimdi, yapma. Mutfakta çıplak ayak sesin, huzur mu bu, mucize arzusu.."
1 comment:
+beyaz
Post a Comment