Monday 24 January 2011

amsterdam was stuck in my mind

Bugünlerde bana bir gezme hevesi geldi. Haftada sadece 3 gün okulum var, seneye İngiltere'de olup olmayacağım belli değil, hazır easyJet, Eurostar vs. bir sürü ucuz gezme imkanı varken neden kullanmıyorum diye düşündüm.

İngiltere'nin güneydoğu bölgesi ve Birmingham dışında bir yerini görmediğimden bundan sonra her Çarşamba bir yere gideceğim. Yakın yerlerden başlamaya karar verdim işe, bu Çarşamba Shakespeare'in doğduğu yer olan Stratford-upon-Avon'a gideceğim. İlerleyen haftalarda Stonehenge, Bath, Bristol, Southampton, Bournemouth, Brighton ve Oxford planlarım var. Birer haftasonu da Manchester ve Liverpool düşünüyorum.

Reading week adı altında bir dönem ortası tatilimiz var 9 günlük. O zaman da Amsterdam'a gitmeye karar verdim. Yıllardır gitmediğim Amsterdam'ın benim için coming out dönemimin başlangıcını oluşturması şeklinde bir önemi var. Ayrıca Yeditepe'de gayet hayatımı sürdürürken birden aklıma "Ben yurtdışında okumaya karar verdim" fikrinin girmesine sebep olan şehir. Dolayısıyla şu an olduğum insan olmamda Amsterdam'ın payı büyük.

Eurostar biletimi aldıktan sonra otel bakmaya başladım Amsterdam'da. 7 saattir bakıyorum aralıksız, hala bulmuş değilim. Otel seçimi konusunda fena takıntılı bir insanım çünkü. Kesinlikle hostel, 2-3 yıldızlı budget otel falan türü yerlerde kalamıyorum. Bunun sebebi snobluk falan değil:

1- Yalnız seyahat eden bir kadın olarak bed & breakfast, hostel vs türü yerlerde kalırken kendimi güvende hissetmiyorum.

2- Anlatamayacağım derecede hijyen takıntılıyım. Fena yani. Otellerin review'larını okuyorum hep; bir tek review'da çarşaflar pisti, oda kokuyordu, yerde saçlar vardı, tozluydu, böcek/fare/bedbug (yatakta bulunan ve gece ısıran minik piremsi şeyler) vardı türü şey görürsem o otelde kalmamın imkanı yok. Ve inanır mısınız bilmiyorum ama 4-5 yıldızlı otellerde bile oluyor böyle şeyler, otellerin %90'ı öyle hatta. O yüzden hem Adrian Monk'u tatmin edecek derecede temiz, hem şehrin gay semtine yürüme mesafesinde (ki benim için yürüme mesafesi maksimum 10 dakikalık yürüyüşü kapsıyor), hem de ücretsiz interneti olan otel bulmak saatlerimi alıyor. Yarın bakmaya devam edeceğim.

6 comments:

inatçı hardal said...

bedbugs diyince gerçekten kaşıntı tuttu beni.iki gün sonra roma'ya gideceğim hostel ayarlamıştım ancak çoğu yorum yapan insan clean demişti,bedbugs diye arattım 2007de böyle bir yorum gelmiş nasıl şu an kaşınıyorum anlatamam büyük bir hata mı yaptım oraya rezervasyon yaptırmakla, görücez bakalım.

zerofeelings said...

umarım öyle bir şey gelmez başına :(

bu arada bu hafta italya'ya giden bildiğim 3. insan falansın, çok ilginç.

inatçı hardal said...

sömestr başlangıcı ya, herkes geziyor yabancı ülkeleri =)
rezervasyonumu değiştirdim başka bir yere yaptırdım bakalım, son dakikada kurtardım sanırım senin bu yazın olmasaydı gerçekten sıkıntılı bir yerde kalabilirdim..

zerofeelings said...

yeni rezervasyon yaptırdığın yerden memnun kalırsın umarım :) ben daha bulamadım kendime doğru düzgün otel.

Mübe said...

gerçi otel rezervasyonunu yaptırmışsın ama ben hep ibislerde kalmayı tercih ediyorum. nereye gitsem böyle. çok temiz ve avrupanın her yerinde standard. amsterdamda kaldığım bisi epey uzaktı gerçi şehre ama shuttleları vardı. aklında bulunsun.

zerofeelings said...

teşekkür ederim :) evet ben de genelde zincir otelleri tercih ediyorum beklenmedik bir şeyle karşılaşmayayım diye, ama zaman geçirmek istediğim bölgeye en yakın ibis 15 dakika yürüyüş mesafesindeydi. normalde sorun değil, ama yabancı bir şehir olduğundan ve büyük ihtimalle gece dönüşte kafam ayık olmayacağından o riski almak istemedim.