We might die from medication, but we sure killed all the pain.
Wednesday, 26 January 2011
gimme a man after midnight
Okuldan bir arkadaşım cinsiyet değiştirme operasyonu için yeterli parayı belli bir süre içinde toplayabilirse gayet halka açık bir mekanda ABBA'nın bir şarkısı eşliğinde dans edip bunu youtube'a koyacağına söz vermişti. Parayı toplamış, işte videosu:
Okulun karşısındaki Sainsbury's'de dans ediyor, ve bir allahın kulu dönüp bakmıyor, herkes hiç bir şey yokmuş gibi alışverişine devam ediyor. Hastasıyım Londra'nın.
gidip fiziksel olarak birinin bir şey yapacağını sanmam ama "napıyorsun" diyen birileri olurdu muhtemelen.
ingiliz insanı ilginç derecede tepkisiz. sıradan bir günde metroya pamuk prenses kıyafetiyle (hatta dünya külotla metroya binme gününde altında sadece külotla) binen insanlara bile 2. kez kimsenin dönüp bakmadığına denk gelmişliğim var. kimin turist ya da yabancı olduğu bakanlardan anlaşılıyor (ben şahsen bakıyorum).
ama parmakla göstermiyorum en azından, o fena bişey.
söylem:yorumlar :) eylem:kolundan tutup dışarı atmak.
Günün birinde adamın birinin tayini Karlı bir yöremize çıkmış. O yörede çocuklar kara neredeyse yalınayak basıyorlarmış. Bir gün sormuş demiş ki; *Ben geldiğim günden itibaren hiç hasta çocuk görmedim nedir bunun sebebi?
Adam cevap vermiş; -Biz çocuklara doğar doğmaz çelikleme yaparız.
*Çelikleme mi,o da nedir? Diye sorunca adam anlatmaya başlamış.
- yeni doğan çocuğu karla yıkarız.
Zaman geçmiş adamın çocuğu olmuş. Aynı şeyi o da yapmış. Ve çocuk çok hastalanmış. Adam bir süre sonra yerli adama demiş ki; *Neden sizin çocuklara bir şey olmuyorken benim çocuk hasta oldu. Cevap vermiş yerli adam; -Eeeee onların babalarına da çelikleme yapılmıştı.
:) yani istediğimiz kadar biz avrupada yaşamış olalım bizden önceki nesil yaşamamışsa bunun çok fazla faydası yok. Tıpkı japonların birini işe alırken büyük annesinin üniversite mezunu olup olmadığını sorması gibi.
6 comments:
Türkiyede böyle bir görüntüyü düşündüm de bir an :))
insanların acayip bakışlarının ardından güvenlik görevlisi tarafından kovulurdu bence :/
Bakışların ötesine gidip önce söyleme sonra eyleme dönüşürdü bence de.
gidip fiziksel olarak birinin bir şey yapacağını sanmam ama "napıyorsun" diyen birileri olurdu muhtemelen.
ingiliz insanı ilginç derecede tepkisiz. sıradan bir günde metroya pamuk prenses kıyafetiyle (hatta dünya külotla metroya binme gününde altında sadece külotla) binen insanlara bile 2. kez kimsenin dönüp bakmadığına denk gelmişliğim var. kimin turist ya da yabancı olduğu bakanlardan anlaşılıyor (ben şahsen bakıyorum).
ama parmakla göstermiyorum en azından, o fena bişey.
söylem:yorumlar :)
eylem:kolundan tutup dışarı atmak.
Günün birinde adamın birinin tayini Karlı bir yöremize çıkmış. O yörede çocuklar kara neredeyse yalınayak basıyorlarmış. Bir gün sormuş demiş ki;
*Ben geldiğim günden itibaren hiç hasta çocuk görmedim nedir bunun sebebi?
Adam cevap vermiş;
-Biz çocuklara doğar doğmaz çelikleme yaparız.
*Çelikleme mi,o da nedir? Diye sorunca adam anlatmaya başlamış.
- yeni doğan çocuğu karla yıkarız.
Zaman geçmiş adamın çocuğu olmuş. Aynı şeyi o da yapmış. Ve çocuk çok hastalanmış. Adam bir süre sonra yerli adama demiş ki;
*Neden sizin çocuklara bir şey olmuyorken benim çocuk hasta oldu.
Cevap vermiş yerli adam;
-Eeeee onların babalarına da çelikleme yapılmıştı.
:) yani istediğimiz kadar biz avrupada yaşamış olalım bizden önceki nesil yaşamamışsa bunun çok fazla faydası yok. Tıpkı japonların birini işe alırken büyük annesinin üniversite mezunu olup olmadığını sorması gibi.
japonlar çok çılgınmış gerçekten :)
Post a Comment