Tuesday 13 January 2009

i know i might lose it by taking the chance, but love without pain isn't really romance

Geç de olsa Issız Adam'a gittim bugün, tüm ruh halimin içine edildi. Ağlamamalıyım diye kasarak çıktım sinemadan. Filmdeki Alper gibi hissettim kendimi fazlasıyla, dışarıdan birinin gözüyle bakınca fark ettim, ne çok öküzlük yapmışım ben eski sevgilime. Keşke böyle olmasaydı, keşke zamanı döndürebilseydim geriye. Ama değerini bilebilir miydim hiç üzülmemiş olsak?

Zeynep'ten kopyalıyorum (aynen dediğin gibi hissettim film bitince):

Alper'in iç sesi:
“hiç iyi değilim ada. seni hiç unutmadım, bunların olacağını hiç düşünmemiştim, yarım yamalağım her şey bombok. sen atlattın mı ? yoksa benden intikam mı alıyorsun ? gülümsüyorsun. gerçek mi ? hiç böyle olacağını düşünmemiştim. senden ayrıldığım ilk günler kuş gibi hissetmiştim kendimi. sana da kendime de iyilik yaptığımı düşünmüştüm. ta ki ufacık bir şey beni darmadağın edene kadar. sana ait ufacık bir toka alay etti benimle o gün. işte o sabah seni ve neleri kaybettiğimi anladım. bir daha sen olmayacaktın, bir daha bunu yaşayamayacaktım bir başkasıyla. hayat alay etmeye devam etti benimle. sana benzeyen yüzler, kokuna benzeyen kokular, sesine benzer sesler çıkardı karşıma. ya da bana mı öyle geldi ne. bilmem. biliyor musun, bir gün nerde kaybettiğini bilmediğin o küçücük saç tokası hala cebimde durur.''

Ada'nın iç sesi:
''senden hemen sonraydı onu görmeye gidişim. senin doğduğun eve, çocukluğunun geçtiği kasabaya sevgilim. sana dair küçük bir yolculuk yaptık annenle. sana söylememesi için yemin ettirdim ona. bravo. tutmuş sözünü. büyüdüğün evi, uyuduğun yatağı gördüm sevgilim. seni, çocukluğunu düşündüm. sen ordaydın ve bir gün benimle tanışacağını henüz bilmiyordun. sen dizime yattın, ben bir hikaye anlattım sana, büyüdün. kafamda bir hikaye. bilirsin bunu çok severdim. ikimize bir mutlu son yazdım sonra. o evde seninle birlikte oturduk, sustuk. yanımda durdun sessizce. burası sondu. başka bir yaşamdı. sadece biz vardık. bana baktın. mavi ve telaşsız. sustuk. başka bir yaşamda, başka bir mutlu son. biz bunu hak etmiştik. hikayemiz orda bir yerde hep benimle duracak. dayanabilmemin tek yolu bu çünkü. insanın kokusu hep aynı mı kalırmış. şaşırdım. sonra sana ait bir şey aldım yanıma. bir küçük 45lik plak. arda kardeşin masalları. eve uğrarsan bir gün o plağın nasıl kaybolduğunu asla bilemeyeceksin. biliyor musun, sen o küçük plakla bende, evimdesin hala ve sen bunu bilmiyorsun. ve gözlerimi kapattığımda kollarımda başka biri değil sen varsın. ve sen bunu bilmiyorsun.”