Sunday 5 June 2011

miss chatelaine

Bugün çok, çok acayip bir gündü. 11'de kendimi zar zor yataktan kaldırıp yağmurlu, karanlık bir sabahla güne başladım. Üyesi olduğum bir sitede yine üyesi olduğum ve gay/bi/queer kadınlar için olan bir forumda çok fazla bifobi olduğundan bahsetmişti birileri. LG toplumda bifobi olduğunu inkar etmiyorum, ama "OMG, bi olduğum için beni dışlayacaklar" dedirtecek seviyelerde değil kesinlikle. Bunu söyledim, her iki siteye de üye olan ve çok yakın olmasam da tanıdığım biri "Ben o forumda bifobiye maruz kaldım" türü bir şeyler dedi. Bu bahsettiğim insan bilmemkaç yıl forumdaki bir kadınla evli olduktan ve kadını bir erkek için terk ettikten sonra genelde terk ettiği eşinin arkadaşları tarafından gidilen gay mekanlarda dışlanmıştı. O insanlar forumda da olduklarından orada da dışlandı. Bunun bifobiyle alakasız olarak iki sebebi var bana göre: 1- Eşini bir kadın için bile terk etse, yine o ortamdan dışlanacaktı. 2- Kendisi queer kadınlar için olan bir forumda erkek arkadaşıyla olan sorunlarından bahsediyordu. Aynı şeyi milyon tane hetero forumda yapabilecekken, queer kadınların rahat rahat tartışabilmesi için yaratılan bir ortamda heteroseksüel ilişkilerden bahsetmek düpedüz kabalık.

Neyse.

Bugün bir arkadaşımla Londra BDSM/fetiş ahalisinin alışveriş yaptığı bir pazar olan London Alternative Market'e gittik. Ben aylardır arayıp bulamadığım koyu yeşil kadife korseye bakacaktım, arkadaşım da koltuk değneklerini süslemek için bondage tape arıyordu. Daha sonra da strap-on play workshop'u olduğu yazıyordu programda. Strap-on denince aklınıza eşcinsel kadınlar gelmiyor mu ilk olarak? Anlaşılan bazılarının gelmiyormuş; strap-on play derken kastettikleri heteroseksüel anal strap-on play imiş. İnsan tabii o anal kelimesini programa koymayıp da bütün workshop boyunca erkekler üzerinde strap-on kullanan kadınlara tavsiyelerde bulununca, ve iki kadın arasında kullanılan strap-onlardan sadece bir kere bahsedince biz buna heteroseksizm diyoruz. Ve o bir kere bahsetmesi de "When I'm fucking a girl with a strap-on, I'm not a woman, I'm a bloke" şeklinde strap-on kullananları erkek özentilerine benzeten bir söylem olunca, ayrıca homofobi de diyoruz. Buna sinirimiz bozulmuşken, kadın anal seksten hoşlanan erkeklere "slut" ve "tranny" şeklinde hitap ederek repertuarına seksizm ve transfobiyi de ekliyor. Çok sinirlenmiş ve rencide olmuş bir halde çıkıp gidiyor, bir daha oraya gitmemeye karar veriyoruz. Kendimizi böyle ilkel düşüncelere ve o tür düşüncelerin komik/normal bulunduğu mekanlara maruz bırakmanın anlamı yok.

İnsan herhangi bir sebepten ayrımcılığa uğrayanların başka sebeplerden ayrımcılığa uğrayan insanlarla empati kurabilmesini, onlara ayrımcılık yapmamasını bekliyor; mesela BDSM'le uğraştığı için toplumun "anormal" etiketi yapıştırdığı insanların aynı etiketi başkalarına yapıştırmamasını beklerdim ben. Ama malesef öyle değil. BDSM komünitesinde "sıradan" insanlarda görmediğim derecelerde homofobi/heteroseksizm/transfobi/seksizm örnekleriyle karşılaşıyorum genelde. Yazık.

No comments: