Thursday 9 December 2010

i'm your man



Cumartesi gecesi Klub Fukk diye bir partiye gidiyorum. Giyecek uygun bir şeylerim olmadığından bugün bir arkadaşımla Harmony ve Ann Summers'a gittik. Ann Summers İngiltere'de bir sürü şubesi olan bir zincir, Harmony ise bildiğim kadarıyla sadece Soho'da var. İkisi de iç çamaşırı, seks oyuncakları ve türevlerini satan, ama ülkemin Tarlabaşı'na sıralanmış leş sex shop'larının aksine şehrin high street denilen en merkezi alışveriş caddelerinde bulunan son derece seviyeli yerler. İçerideki ortamın Topshop'tan farkı yok kısacası. Neyse, Harmony'e bakıp giysilerinin çoğunun 0 beden kürdan kadınlara hitap ettiğini gördükten sonra Ann Summers'a gittik. Siyah deri bir korse deneyip love handle'larımın hala gayet görünüyor olduğunu fark ettikten sonra her tarafımı süper toplayan aşağıdaki kırmızı korsede karar kıldım. Korsenin fiyatı: £50. İçime doldurduğu özgüven duygusu: Paha biçilemez.


Eve geldikten sonra korsenin altına giyecek bir şeyim olmadığını fark ettim. Yarın deri ya da PVC bir etek bulmak üzere yine Ann Summers'a yolum düşecek.

Ben normalde asla bu kadar vücudumu gösteren bir şeyle dışarı çıkacak cesareti kendimde bulamazdım. Ama son 1 ayda vücuduma bakışım çok değişti.

Son 2 yılda kullandığım antidepresanlar yüzünden inanılmaz derecede kilo aldım; bu hem kendime güvenimi sıfırlamış, hem de dolaylı olarak arkadaş çevremi/gittiğim mekanları tamamen değiştirmişti. Kilo almış olmak oturup saatlerce "Görünüşümden çok tiksiniyorum" diye ağlayacak kadar sinirimi bozuyordu (abartmıyorum), hatta bir ara sırf bu yüzden Türkiye'ye döndüğümde mümkün olduğu kadar az dışarı çıkıyordum, kimse beni bu halimle görmesin diye. Türkiye'de insanlar başkalarının dış görünüşüne çok çok fazla önem veriyorlar, "güzel" insanın "normal" kilodaki insan olduğuna dair inanç daha fazla, ve şirin giysilerin hepsi o bedene sahip insanlar için üretiliyor. İngiltere'de durum böyle değil. Son derece büyük bir bedenin stil sahibi giysiler bulabilmesi mümkün, mini bir elbiseyle sokağa çıksa bile kimse "Aa kadına bak bu kiloyla ne biçim giyinmiş" tepkisi vermiyor. Yine de ben bu Türk zihniyetini üstümden atamadığımdan kilomu fazlasıyla takıntı yapıyor ve kimsenin beni çekici bulabileceğine inanmıyordum. Bu konuda bir sürü insanla konuştum son 1 ay içinde, ve hepsinin tepkisi "Deli misin sen, saçmalama, çok güzelsin" oldu. Özellikle son zamanlarda dahil olmaya başladığım kinky ortamlarda her dışarı çıktığımda en az bir insandan ne kadar güzel göründüğüme dair bir iltifat alıyorum. Demek ki benim kendime bakışımla insanların bana bakışı çok farklı, ve ben kendimi ne kadar çekici bulunamaz görsem de beni çekici bulan birileri her zaman var. Bunu fark edip gerçekten buna inanmaya başladığımdan beri kendime güvenim yerine geldi. Hatta özgüven insanlara daha da çekici geliyor galiba ki bu "Kaç kilo olduğum umrumda değil, gayet güzelim" düşüncesini benimsediğimden beri dışarı çıktığımda daha çok iltifat alıyorum. Bundan sonra kilo vermek için salak saçma diyetlerle uğraşıp sinirimi bozmayacağım.

3 comments:

Stéphane said...

you naughty. leather,pvc? gosh, this party looks like a crazy one. have fun darling.

zerofeelings said...

latex:)

hope you have lots of fun too, whatever you're doing tonight!

Otto said...

oh i logged in with wrong account :) ahaha i couldnt get much fun. stayed at home and wrote lab reports lol