Dünyanın en kötü gecelerinden birini geçirdikten sonra Pazar günü modunda yatağımda mayışıyorum sabah 9'dan beri. Neymiş, demek ki bütün gün birşey yemedikten sonra Jack Daniels, vodka ve cider karıştırmıyormuşuz. Siz evde denemeyin.
En kötü gece deyişim tamamen midemle alakalıydı, aslında süper bir akşam geçirdim dışarda. İngiltere'ye geldiğimden beri ilk tanıştığım andan itibaren içten bir ilgiyle anlattıklarımı dinlediğini hissettiğim, ve hakkımda kötü en ufak birşey düşünmediğinden emin olduğum tek insan olan Aideen'le Micachu and the Shapes izledik. Bayan Mica Levi elinde bir elektrik süpürgesiyle -evet, "huh??" olduk biz de- sahneye adım attığında Sam Ronson'ı hatırlattı bana aşırı derecede, göz göze geldik, sonra şarkı söylemeye başladı, vücudumda bir enerji akışı oldu sanki ondan bana doğru, garipti, nasıl tanımlasam bilemiyorum. Sonra kapıda sigara içtik birlikte, saçma bir şekilde onu bir daha göreceğimi hissettim. Evet saçmalıyorum ben.
Bugün yeni dövmemi yaptırıyorum. Mutlu ve heyecanlıyım.
No comments:
Post a Comment