Thursday 10 November 2011

sleep away

Alt katta yaşayan çift, taşındığımdan beri haftada bir falan gecenin bir yarısı kavgaya başlayıp, bütün gece devam ediyor. Fena halde tiz sesli ve sesinden benden kısa boylu olduğu izlenimini edindiğim (ve bu kompleksini aşmak için maçoluğa başvurduğunu sandığım) adam, sesini çıkarmayan kadına saatlerce aralıksız avaz avaz bağırıyor. Önceki gece oldu en son, 2-3 gibi uykumdan uyandım bağırış çağırış yüzünden, arada tam dalıyorum, adam "Seni öldüreceğim" diye bağırıyor, pat küs sesler geliyor, kadın "İmdat" diye bağırıyor, polise mi haber versem diye düşünüyorum uyku uyanıklık arasında, ama genelde böyle durumlarda kadınlar "Sana ne" diye karışana küfrettiği için bir şey yapmıyorum. Ama hava aydınlanıyor, bakıyorum bunlar hala devam ediyor ve ben bütün gece doğru düzgün uyuyamamışım, apartman görevlisine şikayet ediyorum. Tiplerin 15 gündür evli olduğu, yani evlenmeden önce de gayet böyle avaz avaz kavga ettiği ortaya çıkıyor. İnsanların bazen daha kötü koşullardan kaçmak için evlendiğini biliyorum, ama gerçekten bu kadın bu adamla isteyerek evlendiyse kendisine akıl fikir diliyorum. İlişkileri beni bile yordu gerçekten.

Bir de işin garip yanı, bazı insanlar böyle sarsıntılı ilişkileri seviyor, "Bağırması/dövmesi hiç yoktan iyidir" ya da "Kıskanıyorsa demek ki seviyor" gibi saçma sapan düşüncelere kapılıyor. Şahsen benim sevgilim beni fiziksel şiddet uygulayarak, bağırıp çağırarak, ya da kıskançlık krizlerine girerek kontrol etmeye ya da ezmeye çalışsa, o kadar hızlı kapının önüne koyarım ki başı döner. O yüzden bazı insanları anlamakta güçlük çekiyorum. Güçlük çekiyorum değil de, neden "mantık" denen şeyle en ufak bir alakaları olamadığını anlayamıyorum diyelim. Yoksa zihniyetlerinin nasıl işlediğini az çok tahmin edebiliyorum.

İşin özeti, kavgacı ve kıskanç olmak bence birer karakter kusuru; yani düzeltilmesi gereken şeyler, benimsenmek yerine.

O kadar agresyon üzerine bu bana huzur veriyor:



Tam uyku öncesi, loş ışıklandırılmış bir salonda, elde bir kadeh şarapla dinlenesi bir şey. Mümkünse saten bir gecelikle.

No comments: