Bir de nedense bu ülkede gay mekanlar kendilerine "marjinal" diyor. Yok marjinal eğlence, yok marjinal gece kulübü falan. Ve içerideki kitle de, snobluk gibi olmasın ama, hayatta yaptığı en marjinal şey Serdar Ortaç'ın son şarkısının sözlerini henüz ezberleyememiş olmak olan bir insan grubu. Butchluğu maçoluk zanneden mi ararsınız, hala aktif-pasif roller gibi salak salak şeylerle uğraşan mı, maço kız arkadaşına "kocacım" diye hitap eden turuncu fondötenli kadınlar mı. Heteroseksizm ve heteronormativite heteroseksüel bile olmadıkları halde hepsinin içine işlemiş. Ne marjinalliği, LOL demek istiyorum kendilerine. Açık açık "gay bar" demek yemiyor herhalde.
İstanbul'a acilen fena halde upscale bir gay bar lazım. Cuma ya da cumartesi gecesi içeri erkek alınmayan (ya da bir bölümü sadece kadınlar için olan), girişi şöyle 30-40 lira olan, dolayısıyla içeride kariyer sahibi, düzgün insanlar barındıran bir mekan (evet, snob alert). Ve diğerleri gibi eski bir binanın bilmemkaçıncı katında olmayan, giriş katında olan ve girişinde alnının akıyla kocaman bir gökkuşağı dalgalandıran. Doğru düzgün müzik çalan.
Çünkü ben hiç alternatif olmadığı için binaların üst katlarına gizlenen, Tekel vodka içilen, Demet Akalın dinlenen ve cinsel yönelimimden başka en ufak bir ortak nokta sahibi olmadığım, sosyokültürel olarak ayrı dünyaların insanı olduğum tiplerle dolu mekanlara gitmek zorunda kalmak istemiyorum.
No comments:
Post a Comment