Sunday, 13 November 2011

did she make your heart beat faster than i could?

Bazen fena impulsive hareketlerim oluyor. Mesela bugün evde otururken birden saçımı koyu kahverengiye boyayasım geldi. Migros'un sitesine baktım, paralı getiriyorlarmış. Carrefour bedava getiriyor diye oradan alayım dedim, ama köpük boya yoktu internet sitelerinde. Belime kadar gelen saçlarımı tek başıma normal boyayla boyamaya da cesaret edemedim, arada kızıllar kalır diye. O yüzden hala kızıl saçlıyım.

**

Bugün çamaşır günüydü. İşim bittikten sonra hem çamaşır, hem de kurutma makinesine ısrarla ikişer kez bakmama rağmen yine çoraplarımdan birinin teki kayboldu. Hep böyle oluyor. Nasıl oluyor hayret ediyorum gerçekten. Nereye gidiyor bu çoraplar? Çorap canavarından şüpheleniyorum.

**

Bu aralar boğazım ağrıyor yine. İngiltere'de geçen kış 3 hafta falan sürekli hasta olduğum için alkol alamamış ve deli olmuştum. Bu derdime BFI'daki restoranlardan birinde denk geldiğim sıcak viski süper bir çözüm olmuştu. Hem tadı mükemmel, hem de boğaz ağrısına ve gribe süper geliyor. Türkiye'de yapan yer var mı, biliyor musunuz? Çok canım çekti.

**

Crush insanımın birden bana bir garip davranmaya başlaması, içimde "Acaba burayı mı okuyor" türü bir paranoyaya neden oldu.

**

Affinity izlediğimden beri dönem filmi izleme modundaydım. 1800'ler İngilteresi'nde geçen bir film olan The Secret Diaries of Miss Anne Lister'ı izleyeceğim şimdi. LLGFF'in açılış filmiydi geçen sene.

No comments: