Sunday 24 July 2011

ultraviolent

Amy Winehouse'un ölümüne hala inanamıyorum. Dün akşam annemin "Amy Winehouse ölmüş" demesine verdiğim "NE?!" tepkisini üzerimden atamıyorum. Haber ilk kez duyulmaya başladığında ve ölümü henüz onaylanmadığında bazı kaynaklar komada olduğunu söylüyordu, o yüzden ölmediğine dair umudum vardı sanırım. Saçma geliyor farkındayım, ama ölmemiş olmasını bekliyordum nedense. Birkaç saatte bir adını Google'lıyorum, ama tabii ki Amy hala ölü. Saçma, dediğim gibi. "Bekliyorduk zaten" tepkisi vermiş çoğu insan. Ben beklemiyordum. Ya da bu kadar erken beklemiyordum diyelim. Üzüldüm.

**

Türkiye'de gazete okuyan, haber izleyen biri değilim. Açıkçası bu ülkede haberler o kadar depresif ki, içimi inanılmaz bir umutsuzlukla doldurmaktan başka işe yaramıyorlar. Ama takip etmesem de bu aralar birbirinden fena kadına şiddet haberleri beni bulmaya başladı.

İlk olarak anneannemlerin bir komşusunun BİM'de çalışmaya başladığı için "Erkeklerin sana bakmasına neden izin veriyorsun" diyerek eşini önce boğmaya çalıştığını, kadın kaçmaya çalışınca da cebinden çıkardığı kloroformlu bir bezle bayıltıp yüzüne ve vücuduna kezzap döktüğünü duydum. Cuma günü gazetede okuduğuma göre adam tutuklanıp ertesi gün serbest bırakılmış. Kadının anneanneme söylediğine göre adam bu kadar yaptığından sonra bile hala kadını "Eğer beni terk edersen ailenin hepsini kurşuna dizerim" şeklinde tehdit ediyormuş.

Daha sonra ise annemlerin ortada bıraktığı bir gazetede Hatay'da 21 yaşında, geçen sene anne olan bir kadının eşinden ayrılıp evine döndükten sonra ailesi tarafından öldürüldüğünü okudum. Artık "kullanılmış mal" olduğu ve onu kimsenin istemeyeceği gerekçesiyle. Kızın 14 yaşındaki kardeşinin anlattığına göre baba, amca ve diğer aile bireyleri salonda oturup çay içerken kızı nasıl öldüreceklerini tartışmışlar; daha sonra amca kızın kilitli tutulduğu odaya gitmiş, ona bir bardak su vermiş, bilmemkaç kere kurşunlayıp daha sonra da o odada ölsün diye kapıyı üstüne geri kilitlemiş. Amca tutuklanmış, suçunu itiraf etmiş, diğer aile bireyleri tutuklanmadı bildiğim kadarıyla.

Bu haberin üstünde de burnunu kesip üstüne kaynar su döktüğü için terk ettiği eşiyle barışmayı kabul etmediği için sokak ortasında, çocuğunun önünde bıçaklanan bir kadının hikayesi vardı. Adam kaçmış ve hala bulunamamış.

Böyle adamlara insan demeye bile dilim varmıyor. Ve böyle erkeklerin varlığından haberdar oldukça heteroseksüel olmadığıma bin şükrediyorum.

No comments: