Dün telefonuma mesaj atan insan adımı bir yerlerden bilen bir telefon sapığı çıktı. İnsanlar hayatına dahil bile olmadıkları birine (arkadaşım olan birinin beni konuşturmak için böyle şeylerle uğraşma gereği duymayacağını varsayıyorum) salak saçma mesajlar atmak için neden zaman, enerji ya da paralarını harcıyorlar bilmiyorum. Akıl fikir.
Doğumgünümden beri Alsancak'a gitmemiştim, 1 ay 1 gün oldu bugün. Bu 12 yaşından beri practically Alsancak'ta yaşayan ben için çok anormal bir durum (yaşamak derken: haftanın en az 3-4 gününü Alsancak'ta geçirerek büyüyen, orada okumuş olan, İzmir'den taşındıktan sonra her geri geldiğinde mümkün olabildiğince sık oraya giden ve tüm sosyal hayatı oraya endeksli bir insandım). Ortaokul lise yıllarımda "Mesai yapar gibi sabahtan akşama Alsancak'tasın her gün, yeter artık" diye diye dilinde tüy biten babam bu halimi bilse mutluluk gözyaşları döker ve daha sonra da "Bu kıza noldu böyle" diye endişelenmeye başlardı. Eskiden "Yüzünü göremiyoruz" diye yakınan annemin "Hadi dışarı çık biraz arkadaşlarını gör, haftalardır evden çıkmadın" demeye başlaması üzerine durumun garipliğini ve ciddiyetini kavrayıp bugün dışarı çıkmaya karar verdim. Bu günleri göreceğimi hiç sanmazdım, ama çok isteksizim bir süredir. Hep aynı insanlar, hep aynı döngüden çok sıkıldım. Her yıl yeni bir mekanda toplanan, arada bir tipleri ve dinledikleri müzik değişen ama aslen aynı kalan insanlar. İzmir çok ölü ve kendini yenileyemeyen bir yer.
Bugün fena nostaljik bir günümdeyim. Sabah aklımda Theatre of Tragedy-Der Tanz der Schatten ile uyandım. Yıllardır dinlemediğim bir şarkıydı. Almanca'nın en yakıştığı şarkılardan ayrıca, sonundaki ich liebe dich kısmına bayılıyorum. Bir de o abi olmasa, sadece Liv Kristine söylese ne güzel olacak. Burada bahsettiğim şarkıları dinleyen ya da videoları izleyen var mı bilmiyorum ama tavsiye ederim.
Oradan HIM'e kaydı aklım. Tüm zamanlarımın favori HIM şarkısı (ve genel olarak favori şarkılarımdan biri) I've Crossed Oceans of Wine to Find You'dur. Cenazemde çalınacak şarkı için ciddi anlamda düşünebilirim, o derece bayılıyorum. Onu da uzun zamandır dinlememiştim.
There was a time when I could breathe my life into you. One by one your pale fingers started to move. And I touched your face, and all death was erased, and you smiled like an angel fallen from heaven just to be lifted up again. And you kissed my lips with those once cold fingertips, you brought me back to life. And all things come to an end, we don't have to pretend. Slowly we fall asleep and never wake up again. We're so Christ-like, we're so lifelike, Vampire Christ. In the grace of our love we writhe in pain, and death is not far away, and soon we'll sleep. And never wake up again.
2 comments:
Neden insanlarda ''cenazemde çalınacak şarkı'' takıntısı vardır?
onu geçtim türkiye'de cenazeler şarkıyla değil imamla falan oluyor.
Post a Comment