Sunday, 9 May 2010

this coffee tastes like poopy shit

Bugün Bir Lezbiyene Asla Söylememeniz Gereken 10 Şey başlıklı bir yazı gördüm. Türkiye'de şu ana kadar benden başka kadınlar için lezbiyen yerine gay kelimesini kullanmayı tercih eden birini ya da konuya bu kadar mantıklı yaklaşabilen erkek görmemiş olduğumdan yazının başka bir yerden alınıp Türkçe'ye çevrilmiş olabileceğini düşündüm. Google'da 1 dakikadan kısa süren bir arama sonucu yazının aslını buldum. Tahmin ettiğim gibi kaynak belirtilmeden aynen başka yerden çevrilip copy-paste yapılmış. İnsanlar niye böyle şeyler yapıyorlar bilmiyorum. Ben yazmayı seviyorum çünkü güzel bir şey yazdığımda onu benim yarattığımı bilmek beni mutlu/tatmin ediyor. Başkasının yazdığı bir şeyin altına kendi adını yazdığı için insan kendisiyle neden gurur duyar merak ediyorum; benim için bu mutluluk vermenin tam tersine kendim onu yazacak yeterlilikte olmadığımı gözüme sokar ve kötü hissettirirdi.

"Bu konuya mantıklı yaklaşabilen erkek görmemek"ten kastım ise kendini en eşcinsellere anlayışlı sayan insanların bile aslında eşcinselliği heteroseksüellikle aynı seviyeye koymaması. Türkiye'deyken iyi arkadaşım olarak gördüğüm iki insanın davranışları beni buna iyice inandırdı. Önce hiç beklemediğim bir insandan "Ama senin bu durumun geçici, doğru erkekle tanışmamışsındır ondandır" şeklinde bir tepki aldım, yüzümdeki WTF?! ifadesinden başka verecek cevap bulamadım. Bundan 1-2 gün sonra da birkaç arkadaşımla otururken ve herkes ilk aşkını anlatırken ben de anlattığımda "Ama seninki aynı şey değil" tepkisi aldım. Hoşlandığım bir erkekten, eski erkek arkadaşımdan vs. bahsedecek olsam ilgiyle dinleyecek olan kalabalık bir kadından bahsettiğimde susup sanki ben hiç konuşmamışım gibi başka bir konuya atlıyordu. Nedense sevgilimin bacaklarının arasında bir penis olmaması benim onunla olan ilişkimi, kendimi tanımlama şeklimi, ona duyduğum aşkı ve ayrıldığımızda yıllarca üstümden atamamış olduğum depresyonu geçersiz yapıyor galiba.

There's this illusion that homosexuals have sex and heterosexuals fall in love. That's completely untrue. Everybody wants to be loved. ~Boy George

3 comments:

Jane the Ripper said...

İşe bak, ben de kendimi tek sanıyordum lezbiyen yerine gay kelimesini kullanma konusunda.

Yazı çalma-kopyalama konusunda görüşlerim seninle aynı, ama bir konu çok dikkatimi çekti. Bu cevaplar Türkiye için pek geçerli değil bence, çünkü Türkiye'deki gay kültürü diğer ülkelerden farklı, diye düşünüyorum. Mesela 7. sorudaki cevap bence Türkiye için kesinlikle yanlış. Eğer gerçekten birine sorulsa "Beeen!" veya "Ooo!" diye cevap verilirdi. Malum, aktif pasif olayları. Bir de, çeviride "Lezbo" diye bir ibare geçiyor ki resmen her şeyi durdurup şöyle tepine tepine gülme sebebi. Öyle bi kelime var mı alla'sen?! Dyke başka nasıl çevrilirdi bilmiyorum ama lezbo kesinlikle olmamış. Komikler vesselam.

zerofeelings said...

Lesbianism kelimesi kulağıma bir ideoloji ismi gibi gibi geldiğinden gay daha çok hoşuma gidiyor. Hem de daha kısa ve şirin.

O aktif pasif olayları kadar anlam veremediğim az şey var hayatta. Türkiye dışında hiç bir ülkede öyle bir şey yok, bizim lezbiyen kültürümüze nereden girmiş bilmiyorum. Biri ilk bana "A mısın P mi" diye bir soru sorduğunda "Ne A'sı ne P'si" olduğumu hatırlıyorum. Bence hayatta herşey karşılıklı olmalı. Haksız mıyım?

Evet, dyke'ı nasıl çevirdiklerine ben de özellikle bakmıştım, dilimizde gerçekten dyke anlamına gelen bir kelime yok. Dyke kelimesini seviyorum.

Jane the Ripper said...

Ben gay'i kullanıyorum çünkü "rkek eşcinseller gay, kadın eşcinseller lezbiyendir" olayı sinirimi bozuyor biraz. A-P olayı da jargona "kadınlardan hoşlanmak erkeklere benzemeyi gerektirir" düşüncesi dolayısıyla girmiş olabilir, ben böyle düşündüm. Ayrıca evet, Dyke rules.