Saturday 3 April 2010

le deuxième sexe

Ekşi Sözlük'teki "kadınlığını kullanamamış kadınlar" başlığını gördüm biraz önce.

Aşağıda da başlıktan 2 entry görmektesiniz:

7. efenim bir de şu okulu bitireyim, şu doktorayı yapayım, şu master da bitsin ondan sonra mantığı ile kariyerinden başka herşeyi geride bırakarak zirveye ulaşan bayanlar vardır. zirveye vardıklarında bir de farkederlerki yaşları 40ı geçmiş ve kadınlıklarını zirvede yaşayacakları zamanları kariyer peşinde harcamışlardır. otomatikman etraftaki bekar, yaşı yaşına ve huyu huyuna uygun olan sosyo kültürel seviyesi yüksek erkek konsantrasyonu da zaten dip yapmıştır. es kaza kafaya ve mantığa uygun bir erkek bulunupta evlenip çocuk yapıncaya kadar da zaten kapıya menapoz çilesi dayanır. bir ömür böyle yiter gider işte. bekar, kariyerli, kültürlü ve bir o kadar da yalnız kadınlar çoğalır toplumda.
(matrixx, 03.04.2010 15:32)

8. düzenin düzdüğü kadınlar.
(gloomystorm, 03.04.2010 15:36)

-Bir kere o başlık neden "kullanmamak" değil de "kullanamamak"? (Self-cevap: Çünkü erkek egemen, misogyny diz boyu bir ülke Türkiye.) Oradaki -amamak gayet kullanmamanın kötü, tercih edilmeyen bir eylem olduğunu ima ediyor. Kadın illa "kadınlığını" kullanmak zorunda mı? "Kadınlık" nedir bir kere? Cinsel cazibesini kullanarak kendini güçlü hissetmek midir? Ben bunu yapmıyorum diye "kadın" değil miyim? Böyle salak şeyleri nerelerinden çıkarıyor insanlar?

-7. entry konusunda ne desem bilemedim. Böyle zihniyetler beni çok sinirlendiriyor kesinlikle. Neymiş, mastermış doktoraymış derken kadınlar koca fırsatını kaçırıyorlarmış. Kadının hayatının yegane amacı koca bulmak zaten. Bunu yapmayarak geçen hayatlar "bir ömür böyle yiter gider" kapsamına alınıyormuş. (Bir de kendimi tutamayarak ekliyorum ki "menapoz" menopoz diye, "bulunupta" bulunup da diye ve ki de ayrı yazılır.)

Bu "kariyerli, kültürlü, ve bir o kadar da yalnız kadın" stereotipi nedense kadının-yeri-evdedir'ciler tarafından çok karşımıza çıkarılıyor. Herhalde böyle olayları dramatize ederek kadının bağımsızlığının kötü bir şey olduğuna bizi inandıracaklarını sanıyorlar. Kadının kariyer yapmasının özel hayatını feda etmesini gerektirdiği gibi salak bir önyargı yaratılıyor kafamızda (sanki kariyer yapan erkekler için aynı şey geçerli değilmiş gibi). Kadınlar çocuklarını kreş, anaokulu, bebek bakıcısı vs. yerlere teslim etmek için "Ama çok çalışıyorum" gibi bir bahaneleri olmak zorunda hissettiriliyorlar. Geçin bence bunları. Her kadın evlenmek isteyecek, çocuk isteyecek, maternal dürtü sahibi olacak ya da çocuğuna %100 kendisi bakmamak için geçerli bir bahanesi olmak zorunda gibi bir şey yok. Ben ne evlenmek istiyorum, ne de çocuk sahibi olmak; olsam da çocuğuma benden çok bakıcılar bakar herhalde, kesinlikle sürekli bir başkasına bakmakla uğraşamam ve "annesel"liğin A'sı yok ruhumda. Bunda da en ufak bir anormallik görmüyorum. Hayatın amacı uygun eşi bulmak ve üremek değil.

-8. entry konusunda ne desem bilemedim. Böyle insanlar o kelimeleri kullandıkları ağızlarıyla annelerini nasıl öpüyorlar merak ediyorum.

No comments: