Hayatımın en önemli ve en eğlenceli geçmesi gereken haftasonuna yaklaştıkça mayışıklığım ve bayıklığım daha da bir artıyor. Yarın gece Justice+Timo Maas ve Cumartesi gecesi IAMX izleyecek olmamın verdiği sevinç, Salı gecesi Lisa'yla yaşadığımız ölüm içkisi problemini atlatmama yetmedi. Evet söz konusu gece, bir şişe viskiyi 2 kişi bitirip 4 saat boyunca karşılıklı oturup saçmaladıktan sonra şişenin kalanını evin kedisine zorla içirip sapıkça bir zevk almamız şeklinde özetlenebilir, ama tam bir "ölüm denemesi"ydi bence. Yatakta mide bulantısı ve salak sarhoş düşüncelerim nedeniyle uyuyamadan 15 dakikadır yatıyordum ki, kafasını yastığa koyduğu anda sızmış olan bir adet Lisa'nın viskiyi geri dönüşümden geçirme denemesiyle "Oh fuck!!" diye yataktan fırladım, evet sabah zombi gibi uyanacağım buradan da anlaşılabilirdi, ama alkole olan toleransı son 1-2 yılda oldukça gelişmiş biri olarak ertesi sabah "Bir daha uzun süre alkol almıyorum" dediğimde bu lafıma ilk kez gerçekten inandım.
Justice alkolsüz izlenir mi? Neden kendimi durduramıyorum normal bir sarhoşluk seviyesine ulaştıktan sonra? Bu self-destructive davranışlarımın amacı nedir? Justice'e bilet bulamamış ve kapıda bekleyen tiplere "In your face, suckersss!!" yapsam can güvenliğimi koruyabilir miyim? Ne çok soru var şu hayatta..
Ayık bir şekilde gidersem o kalabalık gözüme çok bayağı görünecek, Machine'e gittiğimdeki gibi hissedeceğim, "ıyy insanlara bak" demek istemiyorum artık, o insanlardan biri olmak ve salak görünmeyi umursamayacak kadar under-the-influence olmak istiyorum. Babam bile gece hayatına olan ilgimin yok olması konusunda "Kızım sen nolmuşsun böyle, ölmüşsün" yorumu yapıyorsa, sanırım fazla grandma davranıyorum gençliğimin baharında. Partilemeye geri dönme zamanı belki de..
1 comment:
"Ayık bir şekilde gidersem o kalabalık gözüme çok bayağı görünecek, Machine'e gittiğimdeki gibi hissedeceğim, "ıyy insanlara bak" demek istemiyorum artık,"
offf işte tam bu nedenden dolayı alkolsüz gece hayatı düşünemiyorum..
Post a Comment