Yarınki TKL finalim için okumuş olmam gereken, ancak şu ana kadar yarısına bile gelmemiş olduğum kitap Prisoners of Ourselves (Essays on the Psychology of Totalitarianism in Everyday Life) hakkında yazmak istedim. Çoktan uyumuş olmam gerekirken normal uyku saatim olan 8de kalkacak olmamın verdiği rahatsızlık nedeniyle uyuyamayışımın vicdan azabını engellememin tek yolu bu.
İşte 272 sayfadan oluşan kitabın okumuş olduğum 58 sayfasından ulaştığım sonuçlar:
-Totaliter güçler, gece uykudadırlar. Okullar da dahil olmak üzere devlet ve kurumları gece uykudadır. Bu nedenle, bizim de gece uykuda olmamızı isterler. Gece uyanık kalıp gündüz uyumanın normal olmadığı aklımıza kazınmıştır çünkü kontrol edilebilmemizin tek yolu budur. Peki ama neden ben gece uyuyup sabahın köründe okula gidip bu kitap hakkında sınav olmak zorundayım? Çok çelişkili bir durum.
-Totalitarizmin toplumu kontrol altında tutmasının bir diğer yolu da kelimelerdir. Duygularımızı içine sığdırmak zorunda bırakıldığımız yaratılmış kavramlar olan kelimeler, hislerimizi kendimize saklamamız ve kısıtlı iletişim kurabilmemiz içindir. Sessizlik ise, tüm duyuların duygulara açık ve onları algılar durumda olduğu tek durumdur.
-Cennete giriş, başkalarının yargılarına tabidir. Cehennem, sadece yargılanmayı kabullenenler için kötüdür. Özgürlük cehennemdir. Bu cennet/cehennem işi beni daraltıyor olsa da, hacı hoca takımıyla cennette takılmak istemezdim.
-Delilerden herkes korkar, çünkü beklenmedik şeyler yapma ihtimalleri vardır. Duygu ve düşüncelerini belirtirken tereddüt etmez, içlerinden geleni yaparlar. Artık deli olma özgürlüğü bile yoktur insanın. Deli olduğunuzu psikiyatristlere kanıtlamak zorunluluğunuz vardır. Deli, ve dolayısıyla beklenmedik olmanız, kontrol edilebilir olmanız yolunda bir engeldir. Bu nedenle devlet delileri sevmez. Psikiyatristler, Formula 1'deki pit stoplar gibidir. Gittiğinizde sizi onarır ve yarışa tekrar yollarlar. Yarışın kendisi asla sorgulanmaz, psikiyatristlerin tek sorguladıkları yarışı sorgulayanlardır.
-Yarın sınavım ve daha okumam gereken 200 sayfa var. Eğitim sisteminin totaliter yapısı hakkında bir bölüm daha eklenmeli bence o kitaba.
No comments:
Post a Comment