Sunday 23 December 2007

angelique, i swear

Uykusuz gecelerin insanı olmaktan kurtulamayan ben, "2 gündür iyiyim nasıl olsa" diyerek doz artırma sürecimi yarıda bırakmaya karar vermiştim ki; Brokeback Mountain izleme hatasına düşerek bu kararımın ne kadar yanlış olduğundan fazlasıyla emin oldum. Önümüzdeki 3 yıl boyunca doz azaltma ya da bırakma işine gireceğimi bile hiç sanmamaya başladım hatta. Kovboy filmlerinden, maço erkeklerden ya da Heath Ledger'ın tipinden nefret ediyor olmama rağmen, çok uzun zamandır bu kadar etkilendiğim bir film olmamıştı. Hatta sonunda deliler gibi ağlamaktan altyazıları okuyamaz hale geldiğim tek filmdi diyebilirim. Homofobik pisliklere (buraya o ve ç ile başlayan 2 kelimeden oluşan bazı küfürleri de yerleştirebilirsiniz aslında pislik yerine) olan inanılmaz nefretim mi, duygularını içinde tutmaya kararlı insanlara olan sinirim mi, yoksa asla birbirine kavuşamamış aşıkların hayatta en içimi acıtan konsept olması mıydı bunun nedeni bilmiyorum; ancak filmin son 1 saati tamamen ağzıma sıçtı. Tipsiz Heath Ledger'ın oynadığı sevgili odun gay'imiz Ennis Del Mar'a seslenmek istedim bir an: "Sen 20 yıllık sevgiline duygusallığını göstermemek cool'luk yapmak için kasarken, adamcağız onu sevdiğini hiç bilemeden öldü lan. Öküzsün sen, pişman olursun tabi şimdi.". Siz siz olun, öküz olmayın sevgili okuyucular. Sonra "Jack, I swear" diye ağlarsınız.

No comments: