Thursday 19 July 2012

tell your mom you need a day off, so we can play out in the rain

Yarın sabah D'nin arabasına atlayıp Belçika'ya doğru yola çıkıyoruz. Bir şeylerin ters gitmesi halinde üzülmemek için kendimi bu gezinin gerçekleşemeyeceğine inandırmıştım ve çok umutlanmak istemiyordum. Ama tahtaya vurarak söylüyorum ki, gitmemize 18 saat falan kalmışken artık gerçekten gidiyor olduğumuza inanmamda bir sorun yok herhalde.

Sabah 7'de Londra'dan yola çıkıp Dover'a gidecek, oradan Fransa'ya giden feribota bineceğiz. Bir saat sonra Bruges'deyiz. Doğumgünümü orada kutladıktan sonra Cumartesi sabahı Brüksel'e geçeceğiz. Deli gibi midye yiyip bira içtikten, yerel gay barlara göz attıktan ve bilmem kaç kasa birayı bagaja depoladıktan sonra Pazar öğleden sonra döneceğiz. Lütfen benim için bir dilek dileyin ve her şey yolunda gitsin. 10. yaşıma Amerika'da yaz okulunda bir başıma girişimi saymazsak ailemden ve yakın arkadaşlarımdan uzakta, soğuk ve kasvetli bir havada kutlayacağım ilk doğumgünü bu. Gelecek konusunda biraz umutsuz olduğum ve kendimi yalnız hissettiğim şu dönemde bu haftasonunun güzel geçmesine gerçekten çok ihtiyacım var.

**

Salı günü D'yi ve diğer kız arkadaşını (T) tanıyan arkadaşlarımın evinde yemekteydim. Neden bilmiyorum ama bana 'öğüt' verme ihtiyacı duydular ve neden D ile aramızdaki şey ciddiye bindiğinde D'ye T ile içinde bulunduğu karmaşık durumu çözüp öyle gelmesini söylemediğimi sordular. Bu durumun üçümüzden en az birinin üzülmesiyle sonuçlanacağını ve istemeden de olsa D ve T'nin yuvalarını yıkıyor olduğumu söylediler. Yıkılan ailelerin sonuçlarını çocukluğumda bizzat deneyimlemiş olmama rağmen bu durumda kendimi sorumlu görmüyorum. Eğer ilişkileri kötü gitmeye başlayan iki yetişkin insan başkalarıyla birlikte olmanın sorunlarını çözeceğine inanmak gibi naif ötesi bir karar veriyorsa, ilişkilerine olacaklar tamamen kendi sorumluluklarında değil midir? Yıllardır o ilişkiye emek vermiş ve yatırım yapmış kişiler olarak D ve T durup bir düşünme ihtiyacı duymuyorlarsa, neden onların ilişkisine en ufak bir duygusal yatırımı olmayan biri olarak benim bu durumda büyüklük gösteren kişi olup bunu onlar için yapmam gereksin ki?

**

Geçen hafta All Bar One'da yemek yemiş, ama hem başlangıcımın hem de ana yemeğimin 40'ar dakika gecikmesi üzerine yemekten sonra gideceğim gösteriyi kaçırmıştım. O kadar sinirlenmiştim ki, eve geldiğim gibi kendilerine uzun bir email yazdım. Bu sabah müşteri hizmetlerinden biri beni aradı ve çok özür dilediklerini, çalışanlarla bu durum hakkında konuşulduğunu ve bana yaşadığım inconvenience sebebiyle bedava iki kişilik akşam yemeği teklif etmek istediklerini söyledi. Böylece bir daha asla adımımı atmayacağımı düşündüğüm bir mekan yeniden gözüme girmiş oldu. Müşteri hizmetleri dediğin böyle olur.

No comments: