Sunday, 20 November 2011

sommes-nous les jouets du destin?

Yaklaşık 16 yaşımdan beri istiyor olduğum Placebo dövmesini sonunda grupla tanışmamın 11. yılında yaptırdım. Yıllardır "Soulmates never die", "Without you I'm nothing", "Protège-moi" ya da "My sci-fi lullaby" yazdırmak istiyor, ama hangisini istediğime karar veremediğimden ve dövmeci aramaya üşendiğimden yaptırmıyordum. İngiltere'de zaman geçiren ve bir süre daha geçirmeyi planlayan biri olarak ilk iki seçeneği ana dili İngilizce olan insanlara ve muhtemelen yaşım ilerledikçe bana fazla arabesk geleceklerini düşünerek eledim. "My sci-fi lullaby" ise en sevdiğim Placebo şarkısı Leni'nin sözlerinin bir kısmı olmakla beraber, şarkının ruhunu tamamen yansıtmayan bir ifade bana göre. O yüzden bir anda "Evet evet, protège-moi olmalı" dedim kendi kendime. Hem Fransızca'yı seviyorum, hem böylece çoğu gören ne demek olduğunu anlamayacak, hem de benim için sadece benim bildiğim bir anlam taşıyan bir cümle.

O yüzden..



Bugün sonunda Candy Bar Girls izledim. Temmuzdan beri bilgisayarımda duruyordu öylece.

Tanıdığım çoğu insan eleştirmişti baya, ama ben sevdim. Programdaki Shabby insanı daha önce adını duyduğum, ama pek dikkat etmediğim bir insandı. Ne kadar "oha" dedirten bir güzelliği var o kadar makyajın altında. Tavırları, konuşmaları falan da çok etkileyici. Facebook'ta ortak arkadaşlarımız varmış ve aynı mekanlara takılıyormuşuz. Londra'da bir denk gelsek ne güzel olur. =P

Onun dışında, Londra'nın sadece kadınlara özel olan tek mekanı Candy Bar'da çekildiği için doğal olarak programda bir dolu tanıdık yüz vardı. Terry Poison konserinde konuştuğum DJ kadın, Candy'e gittiğimde bana "Yüzün ne güzel, porselen bebek gibi" diyen Doğu Avrupa aksanlı barmen kız, G-spot'ta ne zaman içki alsam elime VIP kart tutuşturan bir diğer barmen ve gittiğim fetiş partilerinde gördüğüm Avustralyalı dominatrix ile zamanında çok beğendiğim uzun simsiyah saçlı bir başka dominatrix.. Daha ilk iki bölümde bu kadar çok insan gördüm. Bir de bir kısmı Paris'te çekilen 2. bölümde Paris'e ne zaman gitsem mutlaka uğradığım Les Jacasses adlı bara gidiyorlardı, ve o sahnede benim yine zamanında fena halde beğendiğim barmen kadın da görünüyordu. Mutlu oldum.

4 Şubat'da gittiğim fetiş partisinde de çekim yapmışlar, iki insan arasında kavga çıkmış hatta. Hiç fark etmemiştim, ama içeride "Bilmemne kanalı bu gece çekim yapıyor" yazıları vardı. Demek bu yüzdenmiş.

Dünya küçük.

No comments: