Thursday 27 October 2011

word vomit

İnsan birinden çok etkilendiği zaman gerçekten bahsetmeden duramıyor. Yok yani, mümkün değil.

En son crush'ımdan bahsetmiştim size. O kadar çok şey hissediyorum ki, ve hislerimi o kadar kendi başıma yaşıyorum ki, birine anlatmak zorunda hissediyorum kendimi. Şu anda bütün zamanım işte geçtiğinden ve iş dışındaki arkadaşlarımla pek sık görüşemediğimden de kimseye anlatamıyorum. Ben de o yüzden bu insanı mümkün olduğu kadar günlük konuşmalarımın arasına sıkıştırıyorum. Mean Girls'deki "word vomit" gibi çünkü, içimde tutamıyorum.

Ve bu ilk kez başıma gelmiyor. Şu ana kadar ne zaman birinden bu derece etkilensem, birine anlatmak için içim çatlardı resmen. Aileme henüz açılmadığım zamanlarda kız arkadaşlarımdan "Arkadaşım şunu şunu yapmış" diyerek bahsederdim mesela. Ya da biriyle birlikteysem ve açık açık başkasından hoşlandığımı söyleyemiyorsam ya yine "Arkadaşım böyle böyle" diye ya da "X kişisi şunu yaptı sinir oldum" diye konuyu oraya getirirdim. Bazen konuşmayı o kişiye yönlendirmek için nasıl saçma şeylerden bahsederdim, anlatamam. Ama yine de yapardım bunu.

O yüzden insanlar aldatıldıklarını nasıl anlamıyorlar, gerçekten aklım almıyor. Eğer hala bunu bilmiyorsanız: Sevgiliniz ne tür bir şekilde olursa olsun ("Şu arkadaşım", "bu nefret ettiğim insan" vs.) yeni birinden çok bahsediyorsa, çoook büyük ihtimalle o insana karşı bir şey hissediyordur. Ve aslında onunla olmak isterken sizinle olmak zorunda oluşunu konuşmaya bir yerinden onun adını da katarak telafi ediyordur. Acı ama öyle malesef.

No comments: