Saturday 20 August 2011

nimm mich mit

Kafayı son birkaç yıldır Yunan kültürüyle bozmuş bir insan olarak yıllardır evimize 10 dakika mesafede bir adet Yunan tavernası bulunduğunu öğrendiğimde inanılmaz sevinmiştim. Geçenlerde sonunda fırsat oldu ve gidebildim.

Ben mi çok şey bekliyordum, bilmiyorum, ama hiç beklediğim gibi değildi.

- Ouzo'nun bardağı 20TL'ydi. Evet, 20TL. Yunanistan'da 3 euro falan bu tür yerlerde.

- Kalamar ızgara ve dolma 6TL olan inanılmaz fiyatlarıyla beni benden aldı. Kızartma kalamar için malesef aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ayrıca kalamar sosunda bildiğimiz bütün karabiber vardı bir sürü, hiç sevmediğim bir tat olduğundan ağzımda sürekli karabiberlerin parçalandığını hissetmek hoş değildi.

- "Caciki" bildiğimiz süzme yoğurtla yapılmıştı, ekşiydi. Tzatziki'nin bir tür kese yoğurduyla yapıldığını biliyorum, ve şu ana kadar onlarca farklı tavernada yememe rağmen bir türlü tam olarak nasıl bir yoğurt kullanıldığını kestiremedim. Yoğurdu kendileri mi süzüyorlar nedir sırrı bilemiyorum, ama kesinlikle Türkiye'de marketlerde satılan hazır süzme yoğurtlara benzemiyor tadı, o ekşilik olmuyor. Keşke nasıl yaptıklarını bilsem ve evde yapabilsem. Deli gibi seviyorum çünkü.

- Grek salatada bildiğimiz beyaz peynir kullanılmıştı, feta değil. Ayrıca içinde dereotu falan vardı. Güzel bir salataydı, ama "Grek" değildi kesinlikle.

- Türkiye'de feta satılıyor mu? Bilen varsa çok sevineceğim.

Şu tezim bitsin, kendimi bir Yunan adasına atıp ouzo stoklayacağım. Babam da "Lesvos'a gidelim Eylül'de" falan dedi geçen gün. Eylül'de dünyanın her yerinden binlerce gay kadın Uluslararası Kadın Festivali için adaya doluşuyor, o yüzden yanımda babamla gitmek konusunda kararsızım.

Tez sonrası yıl sonuna kadar boşum. Yunanca öğrenmeye başlamayı planlıyorum, bir dahaki gidişimde en azından yemek falan Yunanca sipariş edebilmek istiyorum.

Üniversiteye ilk başladığımda çok dinlediğim, uzun zamandır aklıma gelmemiş bir şarkı Sözlük'te karşıma çıktı bugün. Paylaşmak istedim:

No comments: