Thursday, 10 January 2008
let go
En sevdiğin pastadan alıp evinin önüne gelmek, ve "Hadi aşağı in, bekliyorum seni" demek istiyorum. Ama gurur denen şeyin varlığının bir nedeni olmalı diyor, ve vazgeçiriyorum kendimi. Hatayı yapan sen olduğun halde, karşılığını ödeyen ben oluyorum. Seçeneklerim kısıtlanıyor. En çok mutlu olacağın hediyeyi bulmak için günler harcamak, yolda iPod dinlerken "Bu şarkıyı yollamam lazım ona, kesin çok sever" demek, sana notlar yazmak, karşılık vermeyeceğini bildiğim mesajlar atmak, msn'e gelirsin diye haftasonlarını bile evde geçirmek, seni nasıl gülümsetebileceğimi düşünmek olmayacak bundan sonra. Tek bir yanlışınla sen, o seçeneklerin hepsini elimden aldın. Artık senin için pek çok şey yapmak isteyecek, ama hiçbirini yapmayacağım. O bir tek yanlış, bundan sonra elime geçen ve kullanmadığım tüm seni mutlu etme fırsatlarının bahanesi olacak. Sen dayanamamaya başladığında, yerime daha zahmetsiz birilerini koyarak "Üzgünüm, yapamıyorum, ben böyleyim" diyeceksin. İkimizin de zamanını boşa harcamamak adına, sana 1 gün veriyorum. Kendini kanıtlamak için 24 saatin var. Eğer yapmamayı tercih edersen, özrünü kabul etmeyeceğim. Vicdanını rahatlatma nesnen olamam senin.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
Kim bu?
it's been a while since I could experience your brightness
now you've got a brighter smile, and I think I'm going to like it.
Geçici birileri o, I guess.
Post a Comment