Thursday 26 July 2012

emotion is dead

D ile olan ilişkimiz bana dün sabah utanmadan sonuna öpücük koyduğu bir ayrılık emaili göndermesiyle sona erdi. T ve çocukları ile bir aile olduklarını ve bunu kaybetme riskine girmek istemediğini yazmıştı. Bunu aylar öncesinde düşünemedi mi merak ediyorum. Ve bunun olmasından korktuğumu söylediğimde (yine aylar önce) bana bu işin içinde duygularımın olduğunu bildiğini söyleyip öyle bir şey yapmayacağına dair söz vermesine rağmen yapmasına çok sinirliyim. İki yetişkin insanın verdiği kötü bir kararın tüm yükünün benim üzerime kalması, onlar bir şey olmamış gibi hayatlarına devam edecekken yaptıkları saçma açık ilişki denemesinde kobay niyetine kullanılan ve kalbi kırılan insan olmam beni gerçekten çok sinirlendiriyor. Sinirlenmek bir bakıma iyi, çünkü sinirli olmadığım zaman içimi hayatımda hiç hissetmediğim kadar fena bir üzüntü kaplıyor. Dün sabahın köründe o maili okuduktan sonraki 7 saati aralıksız, gözlerim şişene kadar hıçkıra hıçkıra ağlayarak geçirdim (bundan önceki 2 yıllık sevgilimle ayrıldığımızda bunu 20 dakika falan yapmıştım). Dışarı çıktım, arkadaşlarımla buluşup yerlerde sürünecek hale gelene kadar içtim, içimi döktüm ve her şey düzelecek gibi görünüyordu. Arkadaşlarım gittiği ve boş eve geldiğim gibi yeniden başlayan ağlama krizim eşliğinde uyuyakaldım.

Şu anki hislerim çılgın bir öfke, geçici "Unutacağım" gaza gelmeleri ve dayanılmaz bir hüzün arasında gidip geliyor. Aşık oluyor olduğumu fark ettiğimde bunu hiç durdurmaya çalışmadığım ve aksine tüm uyarı işaretlerini görmezden gelerek bodoslama daldığım için çok pişmanım. Belki de zamanımı boşa harcamış ve boşuna acı çekmiş gibi hissetmemek için her biten ilişkide kendime bir ders buluyorum. Bunun dersi? Bir daha asla ne istediğini bilmeyen biriyle birlikte olmamak. Başkasıyla birlikte olan birilerine kapılıp bana yeterince aşık olurlarsa o başkasından ayrılacakları gibi romantik ve gerçekdışı hayallere dalmamak. Hislerin kendi kendilerine gelişmelerine izin vermek yerine dikkatli olmak.

Hayat yeniden normale dönsün istiyorum.

2 comments:

pınar üstel said...

leni, sanırım uzunca bir süredir blogunu okuyorum. buraya ilk uğradığımda şöyle bir bakıp çıktığımı, sonraki gelişimde londra'da benim de gitmek istediğim bir programda okuduğunu fark edip biraz daha oyalandığımı, git gide hayatının ve ilişkilerinin, ilişkilerinle başa çıkma biçiminin benim için merak edilir hale geldiğini hatırlıyorum. sonra da zaten sen yazdıkça okumaya başladım. okuduklarım kafamda çok cesur ve güçlü bir kadın canlandırdı hep. böyle bir kadının 'günlüğünü' okumanın güçlendirici bir tarafı var. şu anda yaşadığın berbat günler de geçecek ve hayat yine normale dönecek demek istiyorum sadece.
karşı tarafın da bu süreçten çıkaracak bir dersi olsa keşke. aslında, sana daha iyi hissettirmez biliyorum ama, hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmeleri imkansız. olan biten herşey ilişkileri yaralıyor ve değiştiriyor. ama zaten onların durumu senin umrunda olmasın artık. bu ilişki seni pek mutlu etmeyecekti - anlattıklarına bakılırsa. hep bir eksiklik ve huzursuzluk hissedecektin.
neyse, haddimi aşıyorsam kusura bakma. zaten bildiklerini tekrarladım ama bazen başkasından duymak rahatlatabilir, ne bileyim.

senin gibi kadınları görmek, okumak, onların hikayelerini anlatan filmleri izlemek bana kendimi iyi hissettiriyor. hiç tanışmamış olsak da bu son olaylara ben de seninle birlikte üzüldüm. umarım yaran çabuk kapanır.

yorumu yayınlamasan da olur bu arada. sadece sana birkaç satır yazmak istedim. sevgiler.

zerofeelings said...

yorum için teşekkür ederim, çok iyi geldi gerçekten. bu durumdan aileme ve londra'daki birkaç tanıdık dışında arkadaşlarıma hiç bahsetmedim, sadece buraya yazıyor ve tek başıma üstesinden gelmeye çabalıyorum. o yüzden bir yerlerde birilerinin olduğunu bilmek gerçekten kendimi daha az yalnız hissettiriyor.

gelecekte dönüp bu duruma baktığımda sana katılacak ve "en iyisi olmuş" diyeceğim muhtemelen, şu anda öyle gelmese de. bu ilişkiye hep "en azından sevdiğim birine kısmen de olsa sahibim ve hiç yoktan iyidir" bakış açısıyla yaklaştım, belki de kendime verdiğim "asla idare etmeyeceğim" sözünü bozmuş oldum ve o yüzden böyle oldu. bilmiyorum.

pek kindar biri olmamakla beraber bu ikilinin hak ettiklerini bulmasını diliyorum.