Monday 23 January 2012

the 'gay lifestyle'

Boş vakitlerimde deli gibi hikaye okuyorum son 4-5 yıldır. Her gün mutlaka biraz okumam gerek, yoksa daralıyorum. Gerçek hayattan uzaklaşmak, mutlu sonlarla dolu dünyalara adım atmak bana acayip bir zevk veriyor. Hiç evden çıkmadığım günlerde 2 kitap bitirdiğim oluyor (fiction okuduğumu da ekleyelim, yanlış anlaşılmasın. Akademik yazına gelince okuma hızım maalesef yüzde ona falan iniyor).

Çocukluğumda önüme gelen her şeyi okurdum. Asla tür ayırmazdım kitaplar konusunda. Ama son zamanlarda beynimin ADD tarafından ele geçirilmesi yüzünden sadece aşırı derecede ilgimi çeken konulara sahip kitaplara uzun süre konsantre olabiliyorum. Bunlar da ya tarih/seyahatle ilgili non-fiction türü kitaplar, ya da sonsuza-kadar-mutlu-yaşadılar temalı romcom'lar oluyor genelde. İkinci kategoride de asla ve asla heteroseksüel insanları konu alan kitapları okumuyorum. Ama sınırlarım orada da bitmiyor. Hangi yazarların erkek oldukları halde kadın takma adı kullandıklarını tabii ki bilemem. Ama asla bir erkeğin elinden çıkmış bir lezbiyen aşk hikayesi okumam. Hatta hetero kadınların yazdıklarını da okumamaya çalışıyorum. Erkeklerin ya da straight kadınların iki (ya da daha fazla) kadının aşkını anlatması ağzımda cinsel yönelimimi fantezi unsuru haline getirip kirletiyorlarmış gibi bir tat bırakıyor. Ayrıca insanın hiç yaşamadığı bir şeyi ancak tek bir boyutuyla anlayabileceğini düşünüyorum.

Ama bu öykü yazan gay kadınların da zaman zaman aynı tek boyut hastalığına yakalanmasını önlemiyor. Özellikle belli bir yaşın üzerindeki (45 ve üstü diyelim) Amerikalı yazarlarda eşcinselliği bir "yaşam tarzı" olarak niteleme problemi var. "X'in ailesi lifestyle'ını kabullenmiyordu" falan filan. Ya da eşcinsellik için "alternative lifestyle" demek mesela. O lifestyle kelimesini ne zaman böyle bir anlamda kullanılırken görsem, gerçekten yüzüm ekşiyor. Yaşam tarzı, sonradan edinilen, insan yaşamı boyunca bilmem kaç kere değişebilen ve çoğunlukla insanın bilinçli olarak oluşturduğu, seçtiği ve benimsediği bir şeydir. Eşcinsellik sonradan edinilen, büyük oranda bilinçli olarak seçilen ve insanın gömlek değiştirir gibi çıkarıp yenisini giyebileceği bir şey, ya da kısacası bir yaşam tarzı değildir. Ya da "alternatif" kelimesinin ima ettiği gibi "Heteroseksüellik bana uymadı, bari eşcinselliği deneyeyim" denilen bir seçenek değildir. "Benim eşcinsel bir yaşam tarzım vardı, ama artık bu yaşam tarzını bırakıp karşı cinsle birlikte oluyorum, yani artık eşcinsel değilim" gibi idiotik bir zihniyeti ima ediyor bu kelime grubu. Dolayısıyla öykülerinde bu tür ifadeleri kullanan eşcinsel yazarların içten içte homofobik olduklarını ve kendi cinsel yönelimlerini kabullenemediklerini, kendilerini heteroseksüellerden aşağıda gördüklerini düşünüyorum. Sanki eşcinsel oldukları için özür dileme ihtiyacı duyuyorlar gibi.

Bunu da belirttikten sonra şimdi o kelimeyi gördükten sonra yarıda bıraktığım hikayemi okumaya devam edeceğim.

5 comments:

crazy said...

merhaba ben uzun zamandır takip ediyorum seni tanışalımmı tarzında bi insanda değilim noktalama işaretlerinede çok dikkat edemem:D sadece bazı konularda yardım alabileceğim bir insan olarak görüyorum seni msn yada facebook'unu gönderebilirmisin tabi sende uygun görürsen..

zerofeelings said...

Merhaba :) Msn pek kullanmıyorum ama Facebook'um sağdaki "I'm not a bitch falan filan" yazılı fotoya tıklayınca çıkıyor.

crazy said...

facebook'a ekledim,saol girersen konuşalım mutlaka:D

crazy said...

Ben daha yolun başındayımda meraklı ve konuşmaya meyilli bir genç olarak:D Bu arada gerçekten yazdıklarında çok samimi olduğunu düşünüyorum yani baya iyi yazıyorsun kaç kere senin gibi içten birisinin yazılarını okurken iykide böyle insanlarda var dediğimi hatırlıyorum...

zerofeelings said...

Teşekkür ederim, sevindim :) Bu aralar kimse yorum atmayınca kendi kendime konuşuyor gibi hissetmeye başlamıştım.