Friday, 22 January 2010

what the freakin' frack!

Her zaman en güleryüzlü, en tatlı, en sevilesi hocalar neden notlar açıklandığında en mal insan olarak gerçek yüzlerini gösterirler? Neden bilmiyorum ama lise ve Yeditepe boyunca hep öyleydi benim için durum. En uyuz görünümlü tipler en adil şekilde not verirlerdi ve en ben-sizin-arkadaşınızım modundakilere notlar açıklandıktan sonra küfrederken bulurdum kendimi. University of Kent dolaylarında da durum aynıymış anlaşılan o ki.

Türkiye'de Christmas tatilimin tadını çıkarırken bir sabah mail'lerim arasında gözüme çarpan "Allegation of Plagiarism" e-mail'inin üzerinden 3 hafta geçti. İlk 1-2 gün çok ağladım, oturup essay'imi defalarca okudum nasıl böyle bir şeyle suçlanabilirim anlamak için ve yanlışlıkla bile yapmış olabileceğim en ufak bir akademik hırsızlık bulamadım.

Bu arada salak bir ödev için bu kadar sinirlerimi bozdum sananlar için, başkasının fikirlerini kendinin gibi göstermek olan plagiarism İngiltere'de bir öğrencinin işleyebileceği en büyük suç, cezaları 0 alıp sicile işlenmesiyle başlayıp okuldan atılmaya kadar gidiyor ve üniversiteler işverenlere kaydınızda plagiarism bulunduğunu bildirmekle yükümlüler kanunen. İlla bariz bir şekilde başkasının fikrini çalmak gerekmiyor, "Bu ödev bu öğrencinin kapasitesine göre fazla iyi göründü gözüme"den "Essayin başında günümüzde hızla globalleşen dünya demişsin ama kaynak belirtmemişsin"e kadar uzanan salak ve "yok artık" diyeceğiniz gerekçeler bile kabul ediliyor olayın disiplin kuruluna gitmesi için. Notlar da essay üzerinden veriliyor bu arada, sınav değil. Essay=midterm yani kısacası not ağırlığı açısından.

Okula gerekçeyi sorup durduğum ve her seferinde "Buraya gelince öğrenirsin" cevabı aldığım, sinir stresle geçen 2 hafta sonrası İngiltere'ye dönüp essay'imi aldım sonunda. O marksheet'i çantama koyup bölüm ofisinden çıkmam ve eve ulaşmamla geçen süre hayatımdaki en stresli anlardan biriydi, ama gerekçeleri okuduğum anda gözyaşlarım aşırı bir sinire dönüştü. Bu kadar saçma şeyler olamaz gerçekten:

1- Bazı quote'larımda kaynak belirtmişim ama başına ve sonuna tırnak işareti koymamışım. E ama onlar block quote? Yine bilmeyenler için, 3-4 satırı geçen uzunlukta olan alıntılar block quote olur ve tırnak işareti kullanılmadan, daha içten başlayarak yazılırlar. Görünen o ki hoca da bu bilmeyenler kategorisine dahil. İnsan nasıl PhD sahibi olur, kendi ders kitabını yazar, öğretim görevlisi olur ve bunu bilmez ya? Çok ilginç. Madem bilmiyorsun, neden bir insanın geleceğinin ağzına sıçabilecek bir karar vermeden önce gidip bir Punctuation kitabı alıp bakmıyorsun ki? Onu da geçtim, "tırnak işareti kullanmadın" diye öğrenciye 0 verip disipline yollamak nasıl bir insanın yapacağı şeydir?

2- Kullandığım ve kaynak olarak belirttiğim 2 tane journal article'ı 2 tane denyo bilmemne.com websitelerine copy paste yapmış, hocaya göre ben kaynak olarak aslında o dergi yazılarını değil websiteleri kullanmışım, ama kaynakta dergiyi belirtmişim, böyle şey mi olurmuş. Yok artık yani gerçekten. Kadın bir kere zahmet edip dergideki kaynak gösterdiğim yazıları okusa, alıntılarımın kelimesi kelimesine oradan olduğunu görecek bariz. Ayrıca orijinal kaynağı belirttiğim sürece milletin o kaynaktan çaldığı şeylerle açtığı websitelerinden bana ne ki? Her kullandığım kaynağı google'layıp çıkan her şeyi kaynak gösterecek halim yok herhalde.

Bunlardan çıkardığım sonuç hocanın kesinlikle problemli olması gerektiği. Şu anda disiplin kurulu duruşma tarihini bekliyorum, kadını şikayet etmeye çalışıyorum, şikayeti yapacağım bölüm sekreteri beni oyalayıp duruyor, geçiştirmeye çalışıyor falan, onunla uğraşıyorum. Ne saçma şeyler yani bunlar, bu standartlara göre eğitim verilse Türkiye'de profesörler de dahil olmak üzere bir tane insan mezun olmayı geçtim plagiarism içermeyen essay yazamaz kesinlikle, çok çok eminim.