Az önce myspace'ime gireyim derken yüreğime iniyordu cidden. Bana bakan bir adet Elly'cik gördüğüm anda kalbimin çılgın atmaya başlaması sıkıcı ötesi geçen günümün tek ilginç şeyi olmuş olabilir. İnsan bu kadar şirin olabilir mi ya, böyle sarılmak sıkmak istiyorum her tarafını yanaklarını.
Yarın Londra'ya First Out'a gidiyorum. Bu aralar favori mekanım orası, Soho'da %80 kadınların gittiği ve genele kıyasla leş insan göremeyeceğiniz bir gay bar. Ayrıca sanırım hayatımda Stacey Q ve Punks Jump Up çaldığını duyduğum ilk yer.
Bu dönem Pazartesi ve Çarşamba günlerim boş. Sadece Cuma sabah 9'da dersim var. Programım çok rahat yani.
Lindsay Lohan Paris'teymiş. Neden tam emin değilim ama Paris fazlasıyla sıktı beni bu son gidişimde. 4 hafta sonra tekrar gidiyorum, eskisi kadar heyecanlı değilim bu konuda. Florence+the Machine ve La Roux'yu küçük ve önde olabileceğim bir mekanda ezilmeden izleyebilmek konusunda heyecanlıyım gerçi.
Bu arada son bilmemkaçyüz post'umun Elly'yle ilgili olduğunu fark ettim şu an.
Halloween yaklaşıyor, kostümüm konusunda kararsızım. The Mighty Boosh'taki The Hitcher olsam mı diyorum, Lisa Old Greg olmayı planlıyor çünkü. Ama o da aşırı zor, yeşil yüz falan. Klişe birşey de olasım yok. Öneriler?
No comments:
Post a Comment