Saturday 15 August 2009

colourless colour


My reflections are protection
They will keep me from destruction
My directions are distractions
When you're ready, come into the light.



İstiyorum!!

Evet, master başvurularımı yapmam gerek 1,5 ay sonra falan. Çok, çok kararsızım. Bir yandan Gender Studies okursam manyak gibi zevk aldığım bir bölümden mezun olmuş olacağım ama iş bulma potansiyelim ve alabileceğim maaş daha sınırlı olacak. Diğer yandan Journalism okursam her yerde iyi para kazandıran bir iş bulabilirim, ama deliler gibi değil normal seviyede zevk aldığım bir bölüm olur.

Bir de İngiltere'de istediğim okullara ortalamam yetmezse ne olacağı konusu var. İngiltere'deki okullar Amerika ve Avrupa'daki tüm üniversitelerden daha iyi ortalama istiyorlar. UCLA ya da Wesleyan düşündüm bir ara ama Amerika'ya gitmek gözümde büyüdü, ve oradan sonra İngiltere'ye geri dönmem çok zor olur, hayatım boyunca da orada yaşamak istemem. Böylece bu fikir iptal oldu şimdilik.

Paris'te Sciences Po'da Journalism olabilir aslında, Paris'te 1 yıl yaşamak her zaman hayal ettiğim de birşeydi, ama oradan İngiltere'ye dönüşüm zor olur mu diye düşünüyorum yine ama Bachelor diplomam İngiltere'den olduğu için sorun olmaz herhalde. Bölüm İngilizce olacak ama yine de Fransızca bilmeden Paris'te yaşanabilir mi emin değilim. Yaşanabilir mi ki?

En en en kötü ihtimalle hiç bir yere ortalamam yetmezse Universiteit Van Amsterdam'da Gender, Sexuality and Society olabilir. Hollanda'da Dutch bilmeden yaşanabilir gayet.

Evet, kısacası bu sene deliler gibi ders çalışıp son senemin ortalamasını 2:1 getirmem gerekiyor en az. Ama üniversitelerin başvuranlar arasında en yüksek ortalaması olanları seçtiğini düşünürsek Türkiye'deki 4 üzerinden 3.5'e benzer bir ortalamam olması lazım. Hatta daha bile yüksek. Bu sene kafamı kaldırmadan ders çalışmam lazım. Bir de tez falan var bu sene. Fena yani.

Çok kararsızım dediğim gibi. Politics and International Relations BA'i ve Journalism ya da Gender Studies master'ı ile hangi alanda çalışılabilir? Eğitim danışmanı falan biri var mı acaba blogumu okuyan?

3 comments:

inatçı hardal said...

paris'te yaşamak için fransızca gerekiyor ancak okuldaki eğitim fransızcaysa delf i vermen gerekir,bunun dışında gündelik hayatta pek sorun olacağını sanmıyorum ingilizce anlıyor çoğu insan.sadece fransızcadan bir kaç kalıp cümle bilmen yeter diye düşünmekteyim =)

zerofeelings said...

hayır okuldaki eğitim ingilizce ama yeditepe'de de sözde ingilizceydi, sınıfta bir kelime ing konuşan adam yoktu hocalar dahil, exchange öğrencileri "hıı?" falan gibi bakarlardı. fransızlardan da beklerim böyle bişey. çok çılgınlar çünkü. ne zaman fransa'ya gitsem bana denk geliyor heralde ing bilmeyen tipler? en son barda içki ısmarlarken "diet coke" diyerek derdimi anlatamamıştım 2 saat, en son kızın teki "cola light demeye çalışıyo" diye atlamak zorunda kalmıştı. fena yani. ama orada yaşarken insan ister istemez öğrenir heralde.

sen nerde okuyosunn?

inatçı hardal said...

ben gazi üniversitesinde okuyorum.aslında fransadaki eğitimle bi ilgim yok.sadece eskiden okuduğum okulda fransadaki üniversiteler için nelerin gerekli olduğunu hocalar söylüyorlardı her gün.ancak fransada okuyan arkadaşlarım çoğunlukla fransızca konuşulduğunu söylediler bana.üniversitenin sosyal ortamında gerekebilir cidden.