Friday 2 January 2009

i kissed a girl and liked it before katy perry

You change your mind like a girl changes clothes
Yeah you PMS like a bitch, I would know
And you overthink, always speak cryptically
I should know that you're no good for me

We used to be just like twins, so in sync
The same energy, now's a dead battery
Used to laugh 'bout the thing, now you're plain BORING
I should know that you're not gonna change

Someone call the doctor
Got a case of the love bipolar
Stuck on a rollercoaster
Can't get off this ride


Cause you're hot then you're cold
You're yes then you're no
You're in and you're out
You're up and you're down..

Bu şarkı bana fazlasıyla birini hatırlatıyor ve ben Katy Perry'i seviyorum. 23'ünde Paris'e gidiyorum bir günlüğüne, Montmartre'da kalıyoruz, Peaches'i bir daha görmek süper olur, mutluyum.

Alışveriş yaptım bugün saatlerce, online alışveriş çılgınlığı bağımlılık yapıyor gerçekten de.

Hayatta tahmin edemeyeceğim birisi İzmir'e taşınmış İstanbul'dan. Oh hot damn!! Lol.

Ve yine hayatta görmeyi beklemediğim birini gördüm yılbaşı gecesi Alsancak'ta, İstanbul'daki Machine gecelerimi özledim. İzmir'e felaket yabancı hissediyorum kendimi, sokaklarda büyük kapasiteli bir gereksizleri yok etme operasyonu yapıp İzmir'imi yeniden eskisi gibi sevesim var. Acaba teknoloji deli gibi ilerlese günün birinde biyolojik bir silah yapıp sinir bozucu insanları eleme ve bir nevi doğal-olmayan-ama-gerekli-seleksiyon yapılması mümkün olabilir mi? Denemeye değer.

Ve aklımda "My name is Melissa and I'm 16" diye iğrenç bir şarkı..

Gündüz Vassaf'ın kitabı Cehenneme Övgü, Prisoners of Ourselves adıyla ilk olarak İngilizce basılıp sonradan Türkçe'ye çevrilmiş olmasına rağmen İngilizce'sini nette bulabilmek mümkün değil. Bulana çok çılgın ödüller verilecektir bu arada. Neyse, "O zaman ben çeviririm bunu" mantığıyla çevirmenlik işine el attım İngiltere'de bir arkadaşım okumak istediği için, sıkıcı olduğu kadar sinir bozucu da birşeymiş çevirmenlik. Sı-kı-cı. My name is Melissa.. Yeter artık!!

No comments: