Tuesday 30 December 2008

NY Resolutions 2009

31 Aralık 2007 günü yazdığım resolution'larıma baktım az önce, hangilerini gerçekleştirmişim diye.

1-Kilo ver

Vermeyip gayet aldım bile üstüne, hala da almaya devam ediyordum şu ayağımdaki kırık muhabbetine kadar.

2-Sigarayı azalt

Bunu başarıyla uyguluyorum İngiltere'ye gittiğimden beri, zaten her yerde sigara içmek yasak oldukça içesi gelmiyor insanın, bu havada dışarı çıkıp ayakta içmeye üşeniyorum.

3-Kıçını kaldırıp okula git

Evet bu konuda pek bir ilerleme gösterdiğim söylenemez genele bakarsak, ama okulun son 2 haftasına tamamen gitmiş olduğumu ve 2. dönem de gayet gidecek olduğumu belirtmeliyim.

4-Nickine uygun davran, coolkid ol, aşk/hoşlanma vs her türlü duygusal eğilimi yasaklıyorum artık sana

Bunu da uygulayamadım pek, evet, ama pişman da değilim, şu anda süper birisiyle çok mutlu ve uzun süreli olacağına inandığım bir ilişkim var. Yani iyi ki bu kararıma uymamışım.

5-Eğer yapacaksan da doğru düzgün yap.. Evet evet, yeni yıla öpüşerek girmelisin. 2007'deki 4 tane başarısız ilişki denemenin nedeni 2007'ye öpüşerek girmemendi bence. O yüzden bu gece öpüş. Öpüşmeden eve dönmeyeceksin. Herkes öpüşsün.

Evet öpüştüm o gece. Sonuçlarından bahsetmek istemiyorum.

Neyse, peki ya bu yıl?

1-Vodkayı bırak, içeceksen viski iç. Bundan sonra aşırı içme, sonra garip laflar edip sabah pişman oluyorsun. Hiç içmeden de insanlar sana çok sıkıcı görünüyorlar biliyorum, o yüzden abartmadan tipsy olacak kadar içebilirsin.

2-Kilo ver be kadın artık. Vermen lazım zaten.

3-Derslerine git, devamsızlıktan kalma.

4-Ev arkadaşlarına daha iyi davran. LGBT Society insanlarına da iyi davranmak çıkarların için iyi bir adım olabilir.

5-Nisan'a kadar Lisa'yla Paris, Amsterdam ve İstanbul'a gitmiş ol. Eurodisney'e git. Yunanistan'a da git, Kate'le buluş. Diğer Kate'le arkadaş ol.

6-Yaz sonu saçını doğal rengine boya.

7-Doğru düzgün Fransızca konuşmaya başla artık.

Evet bu yıl yapmak istediklerim bunlar. 2008'in ilk yarısı İstanbul'daki süper evimde yaşıyor olmam nedeniyle güzel, aşk acısı çekiyor olmam nedeniyle de korkunçtu. İkinci yarısında ise gayet mutluydum. İngiltere'ye gitmenin hayatımdaki en mantıklı karar olduğuna inanıyorum, tüm problemlerim ortadan kalkıyormuş demek ki söz konusu insanlar gözümden uzak olunca. Hayatımın en huzurlu, en mutlu sonbaharını geçirdim diyebilirim bien sûr, sonbahar en depresif bulduğum ve sevmediğim mevsim olmasına rağmen en ufak bir depresif döneme girmeden, hatta gayet rahat hissederek atlattım bu dönemi. Tek pişmanlığım Cansu'yu üzmüş olmam sene başında, ama şu anda iyiyiz yine de. Bir de Deniz konusunda pişmanım, o gece evime dönmüş olsam arkadaşlığımız bozulmazdı belki. Altay'la aramızı düzeltmek için harcadığım zaman için de pişmanım, boşa harcanmış bir zamandı çünkü. Bir de Politics in Western Europe seminar grouplarıma gitmediğim için pişmanım, gitsem daha iyi bir not alırdım essayimden. Saçımı da keşke kestirmeseymişim.

Bu yılın süper geçeceğine gayet inanıyorum, Lisa varken en ufak bir sinir bozuculuk olamazmış gibi geliyor.

No comments: