Friday, 31 October 2008

you're the closest thing to perfect but the farthest thing from me

You're the dream that hasn't ended,
And I'm still anxious for rest.
Your words they seem to hang above my head.


I'd love to be,
The shoulder that you cry on.
I'd love to be,
The friend you call when things are great.

And like I really deserve a chance to,
Sit across the table,
And tell you that I think you're wonderful.
And I think you're something special.

Ve evet, hala aklımdasın, bugünlerde yine Sen krizlerim tuttu benim. Ne zaman "Tamam, unuttum artık tamamen" diye düşünsem, anında kendini hatırlatmanın bir yolunu buluyorsun nasıl yapıyorsan. İngiltere'deki ilk ağlama krizimin nedeni olan sen, garip ve ilahi bir güce inanmamı sağlar gibi trajikomik bir şekilde bilmemkaç bin kilometre uzağımda olsan bile her an yanımdasın sanki. Kendimi alkole vurup umursamamaya çalıştığım barlarda birkaç saniyeliğine içime çektiğim parfümünün kokusu, gece uyumaya çalışırken yan evden yükselen müzik sesi ve sevdiğin şarkılar, her yerde görünmez bir şekilde sen varsın, beni takip edip gülüyorsun sanki seni aklımdan silme çabalarımın boşa oluşuna. Ben senden, İstanbul'dan kaçtım sanarken, bir bakıyorum sen hep yanımdasın.

I think of our time together,
Is it faded, or am I dreaming?
Everything you said lives on
I cherish our memory
I wanna kiss your tears away tonight
It's hard to give up the one you never thought you'd leave

Don't go,

You said you wouldn't
You said you couldn't

Don't go
Your eyes, they see through my soul.

No comments: