Tuesday, 29 July 2008

bye bye beautiful, don't bother to write

Dün hayatımın en garip 2. gününü yaşadım. Her türlü görmek istemediğim insanı gördüm sanırım Alsancak'ta. Akşam İstanbul'daki evimdeyim, yay!

Gayet huzurlu günümde yüzünü göstererek bembeyaz ve süper temiz bir halının ortasındaki köpek boku gibi davranan insanlara aklımdaki lafları söyleme hakkım var sanırım:

-X, seni tanıdığım 2 aydır aynı şeyleri giyiyorsun, artık kokmuşsundur diye düşünüyorum. 90ların dandik modasından fırlamış gözlüklerinle bilader modunda yürümen çok gülünesi. Zaten dengesizsin.

-Y, sen asil misin yavrum? Hayatında ne başardın, ne özelliğin, ne fazlalığın var ki? İyi ki babanın parası var yoksa o sik kadar zekanla kendi kendine birşey başaramazdın sen. Gerçi hala başaramadın, yıllardır heyecanla bekliyoruz.

-Z kişisi zaten 30 yaşında ailesiyle yaşayan ve minik dünyasının sınırları dışına çıkamamış biri olacağından şimdi ben burada ne desem yazır olur. Vallahi çok yazık ediyorsunuz kendinize haberiniz yok.

Bu arada insanlara mesaj attığımda cevap vermemelerinden hoşlanmıyorum, ailenizden arkadaşlarınızdan artık yanınızda kim varsa telefonunu isteyip cevap verin mümkünse, "kontörüm yoktu" bahanesi biraz zorlama oluyor. Herşeye paranız var, kontöre mi yok? Hattımın faturası kendi kendine ödeniyor ve ben aramak zorundayım sanki sizi eğer dediğim şeyin karşılığını almak istiyorsam.

Yine de dün çok eğlendik ama biz :)

The words you scribbled on the walls
With the loss of friends you didn't have
I'll call you when the time is right
Are you in or are you out?
For them all to know

Bye bye beautiful
Don't bother to write

1 comment:

Oguz Kayral said...

zengin ama andon erkek ile ezik ama hirsli kadinin reklamcilik okuyan ortalama cocuklar yetistirme gayeli yasaminin nesi asil? bezirganligin nesi elit?