Wednesday 14 May 2008

love without pain isn't really romance

"Karar ver" dedi Elise, "ben miyim beklediğin? Mutlu sevgilerle, zorlanmış aşkınla yerimi mi dolduracaksın benim?". Isobel soğuk gözlerle baktı ona. İçindeki Elise'i çoktan öldürmüş gibiydi. Acısını onunla paylaşabileceği binlerce olası gelecekten vazgeçmek karşılığında satmıştı. "Bunu sen seçtin" dedi Isobel, "üzgünüm". Gözlerinde üzüntüden başka bir şey gördüğünden emindi oysa Elise. "Kalbimde büyüdün sen, içime sığmıyorsun artık, ne olur al onu" dedi Isobel'e, "ne olursun, kalbimi koparıp aldığında bile o güzel ellerine bulaşan kanım için özür dileyeceğim senden". Isobel ona döndü, maskesini çıkardı. "Ben artık sandığın insan değilim" dedi maskenin ardındaki yabancı yüz, "kalbini yerlere atıp çiğnesem bile yaşarsın sen, insan olduğuna bile inanmıyorum artık". Sertleşmiş kalbi sanki cammış gibi bir anda çatlamaya başlarken Elise, gözlerini sıkıca yumdu, başını ellerinin arasına aldı ve tüm gücüyle hiç var olmamış olmayı diledi. Isobel'in içinde taşıdığı parçasıyla birlikte yok oldu.

No comments: