Yeni hayatımın ilk günü oldukça garip bir şekilde başladı. Kapı çaldı, açtığımda 20 yaşlarında şirin bir kız duruyordu karşımda. "Merhaba, birşey sorabilir miyim?" dedi gülümseyerek. "Sor" diye cevapladım. "Bu arada çok güzelsiniz" dedi. Teşekkür ettim. Daha sonra da öğrenci olduğunu ve harçlığını çıkarmak için oda parfümü sattığını, denemek isteyip istemediğimi sordu. İstemediğimi söyledim. Gitti. O kadar apartman arasında bizimkini bulması, ve apartmanda sormak için beni seçmesi garip geldi. Harçlık ihtiyacı olan bir tipe de benzemiyordu. Bence o benim Kurtulacaksın Hissi'mdi.
Kurtulacaksın Hissi: perihan mağden'in iki genç kızın romanı kitabında çok fazla bahsi geçen, bir insanın bir diğer insanda kurtuluşunu bulması olarak tanımlanan his. ancak insan beyni kötü zamanlarda hep bu hisse tutunmaya bir süre sonra bağışıklık geliştirdiğinden asla kurtulamama hissi gibi bir ümitsizlik kaynağı da olabilmektedir zamanla.
(slackerbitch, 21.10.2003)
14 yaşındayken Kurtulacaksın Hissi başlığına yazdığım entry. 5 yıldır aradığım, hep bulduğumu sanıp daha da kurtarılamaz hale geldiğim, çok uğraşıp hiç kimsede olduramadığım hissim.
KURTULACAKSIN HİSSİ : Hissin adı, bu. Bir şeyler olacak. Üç vakte, beş vakte, yedi vakte kadar bir şeyler. Çok üzüldün. Çok bekledin. Dur şimdi bu bedende. Gitme bir yere. Sana çok güzel bir şey gelecek. Çok güzel, iyi, tatlı bir şey.
Başı dönüyor. Evden hemen, hemen çıkmalı. Otobüs geldi. Atladı otobüse. TAKSİM. Evet orası iyidir. Orayı biliyor zaten.
Evden çıkarkenki Kurtulacaksın Hissi’ni hatırlamaya çalışıyor. İyi gelsin içine. Bugün, artık bugün iyi olmak istiyor.
Aklına Çiğdem geliyor. Beşiktaş’taki dershanenin önünde buluşacaklardı. Bu yıl işte, aynı okulu bitirdiler. Aynı liseyi. Süper Kız Lisesi. Gidip bir Sarıyer minibüsüne atlıyor Behiye. Dershanenin tam önünde iniyor.
Dershaneye çıkan merdivenin oralarda yok Çiğdem. Dershanenin kapısında da yok. Hemen girişte soldaki kayıt bürosuna girip bakınıyor biraz. Derken bir kız görünüyor. Ona doğru gülümseyerek geliyor. Allahım bu ne güzel bir yaratık! Behiye’ye doğru geliyor! El sallıyor Behiye’ye. Behiye’nin yüzünü allar basıyor. Sıcaklıyor.
Bu bebek hırkalı kız onu nerden tanıyor ki? Bacakları orta yerinden kesildi. Tir tir titriyorlar. Birbirine vuruyor bacakları. Çok heyecanlandı. Neden ki? ‘’Merhaba Behiye’’ diyor bebek hırkalı kız.
Kurtulacaksın Hissi ayaklarından pompalanmış gibi alnının tepesine kadar çıkıyor. İnanılmaz bir sevincin ruhunu istila edişini kaydediyor Behiye. Teslim alışını. Onun adı : Handan. Onun adı : KURTULACAKSIN HİSSİ. Beni kurtarmaya geldi. Daha göreli beş dakika olmadı kızı. Delirdin galiba sen. Kucakladığı gibi, kaçırmak geliyor içinden. Saçmalama Behiye. Kendine gel. Ama gülümsemesine engel olamıyor işte. Burnu kırış kırış; nasıl da sevinçli, mutlu. Durduğu yerde zıplamak geliyor içinden. Bağırmak geliyor bas bas.
Bir mutluluk çemberinde Behiye. Artık kimse girip kıramaz bu çemberi. Yarın görecek Handan’ı. YARIN ve her gün. Artık her Allah’ın günü, her Allah’ın günü Handan’ı görecek. Artık Handan’sız bir gün dahi geçmeyecek. Bunu biliyor adı gibi. Adı gibi biliyor Behiye.
Ne yapacağımı bilmiyorum. Oturmuş 14 yaşındayken çok sevdiğim bir şarkıyı dinliyor, o zamanlar hayatımı değiştiren kitabı okuyor, hala Kurtulacaksın Hissi'mi arıyorum.
bil ki sen sevmek istersen
her şeyi kurtarırsın
orda durma, eğer beklersen
hiçbir şey olmaz
gerçek uzak koş, koş geç kalma sakın
tokken hiç doymadın sen, dur artık
önünde bir hayat var
gücün yettiği kadar
yaşa artık istersen
zaman tükendi artık
Biri bana bağırarak bu sözleri söylesin.
No comments:
Post a Comment