Sunday 25 May 2008

it's the last call

Sen kazandın, buna daha fazla devam edemem. Bunun olmasını beklediğini biliyorum, umarım mutlu olursun. Kolay birşey değil bu, ama yaşamamı gerektirecek hiçbirşeyin kalmadığı bir noktadayım. Bana göstereceğin en ufak sevgi herşeyi değiştirebilirdi, ama sen birşey yapmamayı seçtin.

Gerçekten çok denedim, ama sanırım hayatta benim için önemli olan hiçbirşeyi doğru düzgün yapamıyorum. Başarısızlıktan başka hiçbirşey yok. Kimseyi hayatımda tutamıyorum. Sevdiğim insanlara problem yaratmaktan başka şey yapamıyorum. Böyle yarım yamalak yaşayamam.

Haftalardır iyi olmadığımı defalarca söyledim herkese, ama anlaşılan hepsi çok meşgul. Dersleri, arkadaşları, sevgilileri, eğlenceleri benden daha önemli. Varlığım ya da yokluğum sizin için fark etmiyorsa, var olmak için bütün bunlara katlanmaya çabalamaya gerek duymuyorum.

Tüm yaşamımı film gibi dışarıdan izliyorum. Uyuyabilmek istiyorum, uyanıkken huzurlu olamıyorum artık. Birisi birşey yapsın, düşüncelerimi alsın ve içimi boşaltsın isterdim, böyle olmaktan çok yoruldum. Elimde değil bu, düzelebiliyor olsaydım bunu yapardım. Uyku hapları olmadan bu ağırlıkla başa çıkamıyorum. Çok yalnızım. Ağlamaktan vücudum acıyor, haplarımı içmek istiyorum, eğer onları içmeye başlarsam duramayacağımdan korkuyorum.

Kalbimi kırdığını hiç bilmemiş ya da buna hiç inanmamış olan onlarca insanın hiç birini affetmediğimi, eğer varsa vicdanlarının asla rahat olmaması gerektiğini, buna neden olduklarını ve bana döktürdükleri tüm gözyaşlarının bedelini ödemelerinin son dileğim olduğunu bilmelerini istiyorum. Eğer umursamış olsaydınız böyle olmayacaktı.

Biri birşeyler yapsın?

1 comment:

mars in velvet said...

seni seviyorum ve yazdığın herşeyi okuyorum ve bu dünyada olmanı istiyorum evet. şu ana kadar herhangi bir yorum yapmamamın sebebi de takmamam değil, senin benden gelicek bi tepkiyi takmayacak olmanı düşünmem. ama madem ki kimseye birşey ifade etmediğini düşünüyosun, en azından onun yanlış olduğunu bilmeni isterim çilekli pastam. ben seni seviyorum.