Tuesday 30 October 2012

a space odyssey

BFI'da her ay Screen Epiphanies adı altında BFI üyelerine özel, ünlü insanların gelip  kendilerine en çok ilham veren filmi sundukları bir gösterim yapılıyor. Bu ayın filmi '2001: A Space Odyssey', filmi sunan ise 'Blues Brothers' ve 'Kurtadam Londra'da'nın yönetmeni John Landis idi. John Landis konudan konuya atlayarak ve Stanley Kubrick ile tanışma hikayesini anlatarak tüm salonu gülmekten yerlere yatırdıktan sonra film başladı. Kült bir film olmasına rağmen 2001: A Space Odyssey'i ilk izleyişimdi. İki saat 20 dakika süren, sadece 40 dakikasında diyalog olan, çok yavaş ilerleyen ve gerek kelimelerle değil görüntü ve müzikle kendini ifade ettiğinden, gerek senaryo çok yoruma açık olduğundan zor izlenen bir filmdi. Ama neden gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri kabul edildiğini, nasıl George Lucas ve Steven Spielberg gibi pek çok insana ilham kaynağı olduğunu anlamak hiç de zor değil. 1968 yılında bu kadar öngörü sahibi bir senaryo yazılabilmiş ve o zamanki teknolojiyle böyle bir görsellik yaratılabilmiş olmasına gerçekten hayret ediyor insan. Ve gerçekten de 1969 yılında aya sözde ayak basılması görüntüleri bu filmin çekildiği sırada Kubrick'in elinden mi çıkmış diye düşündürüyor. Zaman öldürmek ve kafa dağıtmak için izlenecek light bir film değil, ama kesinlikle insanın hayatı boyunca en az bir kez izlemesi gereken filmlerden.

Alakaya çay demlemek olacak biraz ama, sinemada arkamda oturan adam iki dakikada bir iç çekip duruyordu. Neredeyse üç saat boyunca düşünün ben konsantre olmaya, filmi çözmeye çalışıyorum, arkamda sürekli inanılmaz yüksek sesli bir şekilde iç çeken biri. İnsanlar bunu neden yapıyorlar bilmiyorum, ama çok sinirime dokunuyor gerçekten. Sıkıldığını belirtmek için mi, "Ben buradayım" deme ihtiyacı duyan egolarından mı, nedir bilmiyorum. Ama derin nefes almak için öyle abartı bir iç çekme sesi çıkarmak gerekmediğini biliyorum. Yani insan 40 yılda bir kafasına bir şey takıldığında iç çeker de, dikkat ederseniz göreceksiniz, bazı insanlar bunu alışkanlık haline getirmiş.

Açıklayamadığım bir şekilde bu sesli iç çekip durma muhabbetine çok uyuz oluyorum. Herkesi kendi sigara dumanına maruz kalmak zorunda sananlar bir, bunlar iki.

No comments: