Sunday 16 September 2012

bizarre love triangle

Evde oturup depresyon büyütmeyeceğime dair verdiğim karar sonucu bütün haftasonu dışarıdaydım. Cuma akşamı arkadaşlarım sayesinde biriyle tanıştım. Birilerinden ilgi görmek şu ayrılık sonrası içine sıçılan özgüvenime çok iyi geldi. Kalsam belki aramızda bir şeyler olurdu, ama çok sarhoş olduğumdan ve aceleye getirmek istemediğimden erken eve dönmeye karar verdim. Oturduğumuz mekandan çıkarken arkadaşımla karşılaştım, birlikte otobüs durağına yürüdük. D'nin bana ilk kez beni sevdiğini söylediği günün akşamı o arkadaşımla o pub'a gitmiştik, ve aynı otobüs durağında arkadaşımın bana sürpriz bir öpücük kondurması üzerine D ile başkalarıyla birlikte olmayacağımız kararı vermiştik. Aynı zamanda bahsettiğim otobüs durağı D'yi ilk kez gördüğüm barın hemen karşısındaydı. Gece boyunca içtiğim bir sürü cinin de etkisiyle tüm bunların geçmişte kaldığı bir kez daha kafama dank etti ve ağlamaktan makyajım akmış bir halde eve gelerek sızdım.

Dün sabah uyandığımda geçen hafta boyunca olduğu gibi ilk aklıma gelen şey D ile ayrılmış olmamızdı, ama bu kez önceki gece tanıştığım kızın varlığı içimi mutlulukla doldurdu. Akşam da bu bahsettiğim insan ve bizi tanıştıran arkadaşlarımla dışarı çıktık. Yeni insan benden çok hoşlandığını ve beni tekrar görmek istediğini söyleyince neden bilmiyorum, birden bir acayip oldum. Yeni birinin hayatıma girmesi iyi geldi, ama bu kadar erken yeni ufuklara yelken açmak ve özellikle de bunu D'den etkilendiğimin yarısı kadar etkilenmediğim biriyle yapmak ayık kafayla düşününce doğru gelmiyor.

İçimde hala bu D işinin yüzde 100 bittiğine inanmak istemeyen ve gerçekten iddia ettiği kadar aşık olan insanların "Bu aralar çok derdim var, single olmam lazım" gerekçesiyle ilişki bitirmeyeceğinin günde birkaç kez hatırlatılmasına ihtiyaç duyan bir yer var. O yüzden kendime not: D ve sen dış etkenler yüzünden ayrılmadınız, ilişkinizin bitmesini gerektiren en ufak bir sebep yoktu. Tartışmadınız bile, bu tamamen onun kararıydı. Böyle birinin (i.e. asshole) sana ettiği lafların gerçek olduğuna inanmaya devam etmen ve kendini yiyip bitirmen gerçekten içimde saçlarımı yolma isteği uyandırıyor.

**

Bugün Intouchables adlı bir film izledim, şu ruh halimle bile beni çok güldürdü. Sonundan ise o kadar etkilendim ki, sinemadan çıktıktan sonra eve gidemedim, kendimi en yakın Starbucks'a atıp bir kahve eşliğinde düşüncelerimi process etme ihtiyacı duydum. Bence izleyin.

4 comments:

PoRoDoN said...

dur sonrasını tahmin edeyim sen yine D'ye döndün.o öpüşütüğün şahısın akibeti hakkında bilgin yok? bu dünya da hep göt deliklerinin istediğimi olur hep?

zerofeelings said...

Hayır, D'ye dönmedim bir daha. Ve hatta akibeti hakkında bilgim yok.

O diğer "yeni tanıştım" diye bahsettiğim insan da tam ruh hastası çıktı, uzak durduğum iyi olmuş yani.

Maalesef göt delikleri için evrenin sopası yok genelde.

PoRoDoN said...

yani yeni elemanla tekrar bi görüştün doğru mu anladım.manyak olmasına şaşmamalı. durumunu anlamak gerçekten güç. yorumu yazmamın üstünden 18 gün geçmiş.senden sonra koşarak uzaklaştım benzer durumdan bende şu aralar şu kafadayım: sanırım en doğrusu da bu, namussuz bir çağ bu biliyorsun http://www.hthayat.com/yazarlar/elif-key/1021715-arkadasliklar-biter

zerofeelings said...

açıkçası yazıda bahsettiğim yeni elemanın kim olduğunu hatırlamak için uzun bir süre düşünmek zorunda kaldım, o derece hafızamda yer etmemiş.

yazı güzelmiş.