Wednesday 8 February 2012

lebanese

Yarın Londra'ya dönüyorum. Bu seferki emlakçının şu ana kadar İngiltere'de denk geldiğim tüm emlakçılardan daha uyuz olması ve benim pasaportumla vizemi görmeden evi tutan arkadaşıma evin anahtarlarını vermemesi sebebiyle ilk gecemi eve 5 dakika uzaklıkta bir otelde geçireceğim. Sabah da ev arkadaşımla birlikte emlakçıya gidip anahtarları alacağız. Sonra o işe gidecek, ben de ev temizleme maratonuna başlayacağım.

Emlakçılar evleri temizletip teslim etseler bile ben asla o ev temizmiş gibi hissetmiyorum. Annesinden uzak yaşadığında odasının genelde dağınıklık ve pislik içinde olmasından ve haftalardır değişmemiş çarşaflarda yatmaktan en ufak bir rahatsızlık duymayan biri olarak başkasının pisliğinden fena halde tiksiniyorum. Mesela bir otelde kalacaksam okuduğum yüzlerce review içinde bir kere bile "Yerde, yatakta, banyoda vs. saç vardı" türü bir şey göreyim, asla ve asla orada kalmam. Ya da yeni bir eve taşındığımda duvarları, kapı kollarını, masaları, her şeyi mikrop öldürücü bir şeyle silmeden içim rahat etmez. Hele bir de eşyalı bir eve taşınıyorsam, evin koltuğu ne kadar temiz görünüyor olursa olsun, çıplak tenimi asla o koltuğa değdirmem, mutlaka aramızda bir örtü, giysi falan olması lazım. Özetle, cuma bütün gün temizlik yapacağım gibi görünüyor.

Cuma akşamı da Brixton Academy'de Justice konseri var. Dört yıl önce Londra'da Justice'i izlemek için gittiğim gece kulübünde izdiham çıkması sonucu konser başlamadan mekandan çıkmak zorunda kalmıştım, tam fenalık geçirilesi bir ortamdı çünkü. O günden beri Justice'i canlı izleme isteği içimde ukte kalmıştı. Gecenin bir yarısı başlayan ve binlerce kişinin birbirinin tepesine çıkarak izlediği konserlere tahammülüm kalmadı bir süredir, o yüzden bu sefer Brixton Academy gibi süper bir venue'nun balkonundan oturarak izleyeceğim için mutluyum.

Eve henüz telefon ve internet bağlanmadığı için muhtemelen önümüzdeki 3 hafta boyunca internete girişlerim telefonumdan ve ev yakınlarındaki Costa'yla Starbucks'tan ibaret olacak.

Günün kelimesi: Lebanese.

4 comments:

crazy said...

Genelde bende bu kadar titizimdir,aslında hiç iyi bir şey değil ama işte insan kendini tutamıyor.

crazy said...

Sana iyi yolculuklar:)

zerofeelings said...

Teşekkür ederim :)

Bence de çok iyi bir huy değil, ama en azından gereksiz yere 10 kat daha fazla mikropla temasa geçmiyoruz.

crazy said...

:)sn öyle diyorsan.